Translation of "Darker" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Darker" in a sentence and their turkish translations:

- It is getting darker and darker.
- It's getting darker and darker.

Hava gittikçe kararıyor.

The sky grew darker and darker.

Gökyüzü gittikçe karardı.

It's getting darker.

Hava kararıyor.

As time went on, the sky grew darker and darker.

Zaman geçerken, gökyüzü gittikçe karardı.

A darker skin tone.

Daha koyu ten rengi.

Definitely getting darker now.

Hava gittikçe kararıyor.

The sky's getting darker.

Gökyüzü kararıyor?

The clouds are getting darker.

Bulutlar kararıyor.

The sky grew darker and darker, and the wind blew harder and harder.

Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.

Must have a darker skin tone."

daha koyu ten rengi olmalı."

The clouds are getting darker and darker and it's beginning to look like it might rain.

Bulutlar gittikçe kararıyor ve yağmur yağabilir gibi görünmeye başlıyor.

Nothing is darker than a black hole.

Hiçbir şey bir kara delikten daha karanlık değildir.

Disguises a much darker reality for young people

gençlerden karanlık gerçekliği gizler

It is getting darker. It may rain soon.

Hava iyice kararıyor. Yakında yağmur yağabilir.

But on darker nights... a sixth sense takes over.

Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.

A little bit darker as we see these disasters

bu felaketleri gördükçe birazcık içimiz kararıyor

The clouds are getting darker; it's going to rain.

Bulutlar kararıyor; yağmur yağacak.

Colorism, the discrimination of those with a darker skin tone,

Renkçilik, daha koyu ten rengine sahip olanlara karşı yapılan ayrımcılık,

But if you were darker than a brown paper bag,

Ama ten renginiz kahverengi kese kağıdından koyuysa,

Some people walked out of Africa into colder, darker places

Bazı insanlar Afrika'dan çıkıp daha soğuk daha karanlık yerlere gittiler

The darker it gets, the higher the risk of falling.

Hava karardıkça... ...düşme riski artıyor.

In winter, the days become shorter and it gets darker earlier.

Kış aylarında günler kısalır ve hava daha erken kararır.

Definitely getting darker now. I need to think about making camp somewhere.

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

Would you have liked the dress if it had been a darker color?

Daha koyu bir renk olsaydı elbiseyi sever miydin?

Only months into their marriage, Mary began to see a darker side to Tom.

Evliliklerinin daha ilk aylarında, Meryem Tom'un karanlık yüzünü görmeye başladı.

Sunspots appear darker than their surroundings because they are a few thousand degrees cooler.

Güneş lekeleri birkaç bin derece daha serin olduğu için çevrelerinden daha koyu görünür.

The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.

Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur.

On the open plains, each night brings a different challenge. The African savanna is getting darker.

Açık düzlüklerde her gece farklı bir mücadele verilir. Afrika Savanı kararıyor.