Examples of using "Tone" in a sentence and their turkish translations:
Müzik kulağım yok.
Daha koyu ten rengi.
Onun tonu çok kızgındı.
Tom müzik kulağı olmadığını söylüyor.
Ben senin ses tonunu sevmiyorum.
daha koyu ten rengi olmalı."
Tonu değiştireceğim.
Piyanonun iyi bir sesi var.
Tom'un ses tonu biraz saldırgandı.
Tom kızgın bir ses tonuyla konuştu.
Patronluk taslayan tonunu sevmiyorum.
Sami, Leyla'nın tonunun değiştiğini hissetti.
Sami, annesinin cilt tonuna sahipti.
Tom'un müzik kulağı yok, değil mi?
aynı tonda buluşuyorlar.
Kendisinde müzik kulağı olmadığını fark etmiyor.
Sinyal sesinde, lütfen mesajınızı kaydedin.
Böyle kibirli bir tonla konuşma.
Senin küstah sesini beğenmiyorum!
Tom benzer düşük tonda cevap verdi.
Ses tonu öfke ve ince alayı gösterebilir.
Onun sesinde ani bir değişiklik vardı.
O seyircilere yumuşak bir sesle hitap etti.
O tonu benimle nasıl kullanmaya cesaret edersin!
Tom'a eşcinselliğini çok belli etmemesini söyledim.
Sözlerinin keskin tonu, atmosferi soğuttu.
Bu keşif soruşturmanın bütün tonunu değiştirdi.
Müzik kulağım olmadığı için, şarkı söylemek istemiyorum.
Benimle o tonda konuşmaya nasıl cüret edersin!
Renkçilik, daha koyu ten rengine sahip olanlara karşı yapılan ayrımcılık,
O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
Ses tonundan, benden ne kadar nefret ettiğini hissettim.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
Benimle o tonda konuşmaya nasıl cüret edersin!
- Tom'un sesinden lafa "ama" ile devam edeceğini hissettim.
- Tom'un ses tonundan söylediklerinin bir de aması olduğunu hissettim.
- Tom duyarsız kulaklı.
- Tom'un müzik kulağı yok.
- Tom'da müzik kulağı yok.
Benimle ne cüretle o ses tonuyla konuşursun!
Bernstein: Ne duyuyoruz şimdi? O Sol'ü, değil mi? Yeni bir ton.
"Bunun ne kadar berbat olduğunu anlıyorum." diyen bir tonla iletti.
Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
Eğer beyin hücrelerinin her birine bir tını ekleseydiniz,
Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.
seçim kampanyası sürecinde, Bay 120.000 devlet memurunu emekli edeceğini söyledi. Evet,
Benimle o şekilde konuşmaya nasıl cüret edersin!