Examples of using "Skin" in a sentence and their turkish translations:
Açık ten?
derimi kalınlaştırdığı,
Aslolan iç güzelliği.
Onun teni kar kadar beyaz.
Daha koyu ten rengi.
Güneş yanığı deriyi tahriş eder.
Tom koyu tenli.
Onun teni sıcaktı.
Onun cildi sıcaktı.
Yağlı bir cildim var.
Onun hassas derisi var.
Yılanın derisini yüzelim.
Onun teni pürüzsüz
Ben kuru bir cilde sahibim.
Onun yağlı cildi var.
Tom'un yağlı bir cildi var.
Derim kolayca yanıyor.
Cildim yumuşaktır.
Hassas bir cildim var.
Teni yumuşak.
Ten yumuşaktır.
Güzel bir cildiniz var.
Onun cildi kolayca yanar.
Cildim soyuluyor.
Tom güzel bir cilde sahiptir.
Benim cildim kuru.
O yumuşak bir cilde sahip.
ten açmak ve beyazlaştırmak multi-milyarlık bir piyasa.
Yılan derisini değiştirdi.
Bir bebeğin hassas cildi vardır.
Onun cildi mükemmel bir şekilde yumuşak.
Bu senin cildini koruyacaktır.
Bronzlaşma, cilt kanserine neden olabilir.
Deri döküntüm var.
Cildiniz çok yumuşak.
Tom'un kalın bir cildi var.
Benim cilt rahatsızlığım var.
Güzellik sadece yüzeyseldir.
Onların hayvanlarının derisini yüzmem.
Çok duyarlı bir cildim var.
Benim hassas bir cildim var.
Tom'un bir cilt rahatsızlığı var.
Tom'un çok beyaz cildi var.
Ben tavuk derisi yemem.
Böcekler sert bir cilde sahiptir.
Cilt rengi fark etmez.
daha koyu ten rengi olmalı."
bir cihaz yapmak için yatırım yaptı.
daha sonra güneşi teninde
Bu hava dünyanın cildidir.
Ayako'nun cildi kimyasallara karşı hassastır.
Çak bir beşlik!
Islak giysiler tene yapışır.
Güneş onun cildini bronzlaştırdı.
O, iliklerine kadar ıslanmıştı.
- Onun kemikleri sayılıyor.
- O bir deri bir kemik.
Tom iliklerine kadar ıslanmıştı.
Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var.
Onun teni kardan daha beyaz.
Benim ciddi bir cilt sorunum var.
Büyükannemin cildi kağıt gibi görünüyordu.
İliklerime kadar ıslandım.
Tom iliklerine kadar ıslandı.
Tom beni rahatsız ediyor.
Bu bez cildinize yapışır.
Islak elbiseler cildine yapışır.
Ne zamandır derinde sarılık var?
Filin derisi çok serttir.
Islak giysi cilde yapışır.
Bu kumaş cildine yapışır.
İliklerime kadar ıslandım.
Ultraviyole ışınları cilt kanserine neden olabilir.
Tom sırıl sıklam ıslandı.
Tom, Mary'yi rahatsız ediyordu.
Onun açık renk cilt ve saçı vardır.
Onun açık teni ve saçı var.
Tom'un ender bir cilt hastalığı var.
Yılanlar her yıl derilerini değiştirir.
Tom artık aletsiz dalışa gitmiyor.
- Artık aletsiz dalışa gitmiyorum.
- Artık serbest dalış yapmaya gitmiyorum.
Sami'nin cildi soyulmaya başladı.
Sami, annesinin cilt tonuna sahipti.
Tom'un nadir görülen bir cilt hastalığı var.
- Sami canlı canlı derimi soyacak.
- Sami diri diri derimi yüzecek.
- Şeyimde değil.
- Şeyimde olmaz.
Onun hep böyle parlayan genç bir cildi var.
Onun cildi çok beyazdır.
Tom, Mary'ye timsah derisi bir çanta satın aldı.
Bukalemun deri rengini değiştirebilir.
Islak giysiler derime yapıştı.
Cildindeki bu benekler nedir?
İnsanlar ten rengine göre yargılanıyor.
İnsanları derilerinin rengine göre yargılamaya son ver.
Onun açık renkli bir cilt ve saçı vardır.
Tom deri ve kemikten başka bir şey değildi.
Onun deri lezyonları cüzamdan kaynaklanır.
Onun cildi kardan daha beyaz.
O gece yavaşça onun tenini okşadım.
Cildinizin rengini beğeniyorum.