Examples of using "Chestnuts" in a sentence and their turkish translations:
Kestane kebabını severim.
Kestaneleri kızartalım.
Kestane soymak zordur.
Sokağı kestanelerden temizledi.
Biraz tatlı kestane yiyeceğim.
Kestane soymak zordur.
Kestaneleri en az on beş dakika boyunca kaynat.
Mary, Tom'un kestane yiyemediğini bildiğini söylüyor.
Tom Mary'nin kestane yiyemediğini bildiğini söylüyor.
Tom Mary'nin kestaneleri toplamasına yardım etmek istedi.
Evimizin önünde iki tane yaşlı kestane ağacı var.
Ben kestane severim ama onlar çok tatlı.
Kestaneler en azından on beş dakika kaynamalı.