Translation of "Cleared" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Cleared" in a sentence and their turkish translations:

- Tom cleared the table.
- Tom cleared off the table.

Tom tabloyu temizledi.

It's already cleared up.

O zaten açıklığa kavuşturulmuştur.

Meg cleared her desk.

Meg kendi masasını temizledi.

He cleared his throat.

Boğazını temizledi.

The sky cleared up.

Gökyüzü açık.

I've cleared my schedule.

Programımı boşalttım.

I cleared the table.

Ben masayı temizledim.

Tom cleared his throat.

Tom boğazını temizledi.

Debris was cleared away.

Moloz temizlendi.

I cleared my throat.

Boğazımı temizledim.

He cleared out his desk.

O, masasını temizledi.

This morning it cleared up.

Bu sabah hava açtı.

Tom cleared his throat nervously.

Tom gergin biçimde gırtlağını temizledi.

The speaker cleared his throat.

Spiker boğazını temizledi.

I cleared up my desk.

Masamı temizledim.

Tom cleared off the table.

Tom masayı temizledi.

Mary cleared her throat nervously.

Mary gergin biçimde boğazını temizledi.

We've been cleared for departure.

Kalkış için temizlendik.

Tom was cleared of wrongdoing.

Tom görevini suistimalden aklandı.

They've cleared out the place.

Mekanı terk edip gittiler.

Tom cleared out his desk.

Tom masasını temizledi.

He cleared the path of snow.

O, yoldaki karı temizledi.

I cleared the roof of snow.

Çatıdaki karı temizledim.

He cleared the street of chestnuts.

Sokağı kestanelerden temizledi.

The matter has been cleared up.

Mevzu açıklığa kavuştu.

He cleared the roof of snow.

O, çatının karını temizledi.

They cleared the road of snow.

Onlar yoldaki karı temizlediler.

Have you ever cleared this garden?

Hiç bu bahçeyi temizledin mi?

They cleared the street of snow.

Onlar caddeyi kardan temizlediler.

After supper, she cleared the table.

Yemekten sonra, masayı temizledi.

You've been cleared of all charges.

Tüm suçlamalarla ilgili temizlendin.

They cleared the pavement of snow.

Kaldırımın karını temizlediler.

The police have cleared the square.

Polis meydanı temizledi.

Tom cleared snow from the driveway.

Tom araba yolundaki karı temizledi.

My doubts have been cleared up.

Benim şüphelerim temizlendi.

The little cave is swept and cleared,

Küçük mağara temizlenmiş oldu

We're the only species that's cleared them --

Onları aşan tek tür biziz,

I cleared the table of the dishes.

Masadan tabakları temizledim.

We cleared a path through the woods.

Biz ormanda bir patika açtık.

A cup of coffee cleared my head.

- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
- Bir fincan kahve kafamı temizledi.

Tom was cleared of the theft charge.

Tom hırsızlık suçlamasından aklandı.

When will that mystery be cleared up?

Bu gizem ne zaman çözülecek?

We cleared the street of snow yesterday.

Dün caddedeki karı temizledik.

My wife has just cleared the table.

Karım az önce tabloyu temizledi.

Tom cleared away the mossy, rotten wood.

Tom yosunlu, çürümüş keresteleri temizledi.

Aren't you glad we cleared that up?

Onu düzene koyduğumuzdan memnun değil misiniz?

Mary cleared the platforming section with ease.

Mary, platformlama bölümünü kolaylıkla temizledi.

I cleared my throat and started speaking.

Boğazımı temizledim ve konuşmaya başladım.

Unfortunately, forests are often cleared to supply it,

Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor

I cleared my throat, but no words came.

Boğazımı temizledim ama hiç kelime gelmedi.

The DNA test cleared him of all charges.

- DNA testi onu tüm suçlamalardan temizledi.
- DNA testi onu tüm suçlamalardan kurtardı.

The sky cleared up soon after the storm.

Fırtınadan kısa bir süre sonra gökyüzü aydınlandı.

Tom cleared his throat and continued to speak.

Tom boğazını temizledi ve konuşmaya devam etti.

They had cleared the obstacle from the road.

Onlar yoldan bir engeli kaldırdı.

Tom cleared his throat and began to speak.

Tom boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

Tom cleared his throat before he started talking.

Tom konuşmaya başlamadan önce boğazını temizledi.

He cleared his throat before starting the lecture.

O, derse başlamadan önce boğazını temizledi.

The snowplow cleared the snow from the street.

Kar temizleme aracı caddeden karı temizledi.

Kelly cleared his throat and begin to speak.

Kelly boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

A cup of coffee cleared up my headache.

Bir fincan kahve, baş ağrımı ortadan kaldırdı.

She cleared the dishes from the table after dinner.

O, yemekten sonra masadan yemekleri temizlendi.

It rained yesterday, but it cleared up this morning.

Dün yağmur yağdı ama bu sabah hava düzeldi.

Tom cleared the table and Mary washed the dishes.

Tom masayı temizledi ve Mary bulaşıkları yıkadı.

He was cleared of all charges and released yesterday.

Dün tüm suçlamalardan aklandı ve serbest bırakıldı.

He cleared his throat, and said: "I love Tatoeba!".

Boğazını temizledi ve " Ben Tatoeba'yı seviyorum!" dedi.

Tom cleared out his driveway with his snow blower.

Tom kar atma makinesiyle araba yolunu tahliye etti.

And brother-in-law, Leclerc,  cleared a path for him.

Leclerc'in ölümleri onun için bir yol açtı. Ertesi yıl, Davout'un birlikleri

When I arrived, they quickly cleared out of the house.

Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

- Sami was cleared of murder.
- Sami was acquitted of murder.

Sami cinayetten aklandı.

He cleared the road in front of his house of snow.

O, evinin önündeki yolun karını temizledi.

When the weather had cleared, the children began to play baseball again.

Hava açıldığında çocuklar tekrar beyzbol oynamaya başladı.

Tom's acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.

Yüzüğü onun çaldığına dair Tom'un onayı hizmetçiyi şüpheli olmaktan kurtardı.

His acknowledgement that he stole the ring cleared the maid of suspicion.

Onun yüzüğü çaldığını itiraf etmesi hizmetçiyi akladı.

A few hours after the clouds cleared and the sun came out, and the desert smelled of ozone.

Bulutlar temizlendikten birkaç saat sonra güneş çıktı ve çöl ozon kokuyordu.

It was raining when I woke up, but by afternoon the sky had cleared up and the sun was shining.

Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.