Examples of using "Burn" in a sentence and their turkish translations:
O yanacaktır.
O yanacak.
O yanacak.
Yak onu.
Bu yanmaz.
Yanaklarım yanıyor.
Cesedi yak.
O yanacaktır.
- Bu yanmaz.
- Bu yanmayacak.
Ahşap kolayca yanar.
Kendini yakma.
yahu işte yanmayalım fazla
Sonrasında yak o makineyi gitsin
Biz onu yakamayız.
İzolasyonun yanmaması gerekir.
Köprülerini yakma.
Dikkatli ol! Kendini yakma.
Bu odun yanmaz.
Gettoyu yakın.
Ben hiçbir şeyi yakmadım.
Kendini yakmadın mı?
Bunların hepsini yak.
Oksijen olmadan hiçbir şey yakamazsınız.
Onun çok parası var.
Onları nerede yaktın?
Hangisini yakarız?
Plastik kolayca yanmaz.
Aşkımız sonsuza dek sürecek.
Islak odun iyi yanmaz.
Her şeyi yakmana yardım edeceğim.
Yakacak bir şey yoktu.
Sen cehennem ateşinde yanacaksın.
Kendini nasıl yaktın?
Ne yazık ki beton yanmaz.
ve tamamen tükenene kadar.
yanmamak için,
Bu iyi yanacağı anlamına geliyor.
Yanıktan kabarcıklar aldım.
Bu resmi çakmakla yak.
Tom aşırı para harcıyor.
Arkandaki köprüleri yakma.
Elini nasıl yaktın?
- Ateşin sönmesine izin verme.
- Dikkat edin de ateş sönmesin.
Şiddetli yangınlar kısa sürede kendilerini tamamen yakarlar.
Bu gece geç vakte kadar çalışacağım.
Her şeyi yakmama yardım edecek misin?
Dan kütüphaneyi yakmakla tehdit etti.
Kendini yakmamak için dikkatli ol.
Bu çöpü ateşte yak.
Neden o mektupları yaktın?
Sami, Leyla'nın cesedini yakmak istedi.
İkiniz de cehennemde yanabilirsiniz.
- Sence bu yanar mı?
- Bu alev alır mı sence?
Onu okumayı bitirdikten sonra bu mektubu yak.
Burada çok fazla kalori yakılıyor.
Burada çok kalori yakılıyor.
Tom Mary'nin evini yakmakla tehdit etti.
Ben genellikle evde tütsü yakmam.
Tom'un yakmak için bol parası vardı.
Bütün bu mektupları yakmalıyız.
Bütün bu yaprakları yakmamız gerekiyor.
Benim parmağımda bir yanık var.
Derede hiç balık yok.
Bütün bu eşyayı yakmamız gerekiyor.
Tom yanık ünitesinde tedavi gördü.
Burada çöp yakmamalıydın.
Sami, Leyla'nın cesedini yakmak için benzin kullandı.
Büyük arabalar çok benzin yakar.
Bu mektubu okumayı bitirdikten sonra, onu yak.
ve Braşovdaki anıtsal Siyah Kilise'yi yakma girişiminde bulunur.
Ben soruşturmanın yanmasını istemiyorum.
Bu gözlerle, dağların yandığını göreceğim.
Onun tüm resimlerini topla ve yak.
O yoga yaparken tütsü yakmayı sever.
Tom çöpü nerede yakacağını bilmiyordu.
Bu eşyayı alabilir misin ve onu yakabilir misin?
Yakmamı istediğin bir şey var mı?
Eğer dokunursan ateş seni yakar.
Bu mektubu okuduktan sonra onu yak.
Bir ormanı yakmak için bir kıvılcım yeterli olur.
Papaz, Tom'un cehennemde yanacağını söyledi.
Pire için yorgan yakma.
O, büroyu yakmaya çalışırken yakalandı.
Senin lanet çocuklarını bulup yakacağım.
Pilavı karıştırmazsan onu yakarsın.
Biz o köprüye ulaştığımızda onu yakacağız.
Yemek pişirirken elinde hafif bir yanık oluştu.
Bu evrakları yakmamızı istediğinden emin misin?
Evin çok çabuk yanıp kül olacağını düşünmedim.
Gogol neden "Ölü Ruhlar"ın ikinci bölümünü yaktı?
İçten yanmalı motorlar, yakıt ve hava karışımını yakarlar.
Bunun nasıl yanacağından emin değilim.
Evinin yandığını gördüğü zaman, şuurunu kaybetti.
Ben parmağımı yaktım.
Keşke DVD'ye nasıl kayıt yapılacağını bilebilsem.
Eğer o olursa, yazmış olduğum her şeyi yırtıp yakacağım.
Biraz da beyinleri yakacak bilimsel verilere ne dersiniz?