Translation of "Body" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Body" in a sentence and their turkish translations:

No body.

Hiç kimse.

- Over my dead body.
- Over my dead body!

- Cesedimi çiğnemeden olmaz.
- Cesedimi çiğnemen lazım.

Sami's body was put inside a body bag.

Sami'nin cesedi bir ceset torbasına konuldu.

- Sami's body was identified.
- Sami's body was IDed.

Sami'nin cesedi teşhis edildi.

It's your body.

O senin bedenin.

Burn the body.

Cesedi yak.

His body ached.

Onun vücudu ağrıyordu.

Touch my body.

- Bedenime dokun.
- Vücuduma dokun.

- I need body lotion.
- I need some body lotion.

Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.

- Tom's body was cremated.
- Tom's body has been cremated.

Tom'un cesedi yakıldı.

- He has a nice body.
- She has a nice body.

Onun güzel bir vücudu var.

- His body was never found.
- Her body was never found.

Cesedi asla bulunmadı.

- Tom's body was never recovered.
- Tom's body never was recovered.

Tom'un vücudu hiç iyileşmedi.

- His body was never recovered.
- Her body was never recovered.

Onun vücudu asla iyileşmedi.

Just hit the body;

Sadece vücuda vurun

Listening to the body,

içerisinde bulunduğumuz

My whole body itches.

Benim bütün vücudum kaşınıyor.

Her whole body hurt.

Onun bütün vücudu ağrıyor.

Her body is perfect.

Onun vücudu kusursuzdur.

I need body lotion.

Vücut losyonuna ihtiyacım var.

I like your body.

Vücudunu severim.

Dan photographed the body.

Dan, cesedi fotoğrafladı.

The body is lifeless.

Ceset cansızdır.

He dismembered the body.

O, cesedi parçaladı.

No body is perfect.

Hiçbir beden kusursuz değildir.

His body is perfect.

Onun vücudu mükemmel.

I hate my body.

Vücudumdan nefret ediyorum.

Show me the body.

Bana cesedi göster.

No body was found.

Hiçbir ceset bulunmadı.

Layla discovered the body.

Leyla cesedi keşfetti.

Layla found Sami's body.

Leyla, Sami'nin cesedini buldu.

Layla's body was removed.

Leyla'nın cesedi kaldırıldı.

Sami's body was identified.

- Sami'nin cesedi teşhis edildi.
- Sami'nin cesedi tanımlandı.
- Sami'nin cesedinin kimliği tespit edildi.

Sami's body was decomposing.

- Sami'nin cesedi ayrışıyordu.
- Sami'nin cesedi çürüyordu.

Sami's body was burnt.

Sami'nin vücudu yanmıştı.

Sami dismembered the body.

Sami cesedi parçaladı.

Sami beheaded Layla's body.

Sami, Leyla'nın cesedinin kafasını kesti.

Sami's body was found.

Sami'nin cesedi bulundu.

Sami discovered Layla's body.

Sami, Leyla'nın cesedini keşfetti.

Sami undressed Layla's body.

Sami, Leyla'nın cesedini soydu.

Sami's body was cremated.

Sami'nin cesedi yakıldı.

Sami's body was exhumed.

Sami'nin cesedi mezardan çıkarıldı.

Relax your entire body.

Tüm vücudunu gevşet.

- His body was never found.
- His body has never been discovered.

Cesedi hiç bulunmadı.

- The body had burned beyond recognition.
- The body was burned beyond recognition.

Vücut yanarak tanınmaz hale gelmiş.

- His body language gave him away.
- Her body language gave her away.

Onun vücut dili onu ele verdi.

Their body language is saying,

Beden dilleri şöyle diyor:

Can live in his body

yaşayabiliyor onun vücudunda

Your whole body comes alive.

Tüm vücudun canlanıyor.

Exercise makes your body strong.

- Egzersiz vücudunu kuvvetli yapar.
- Egzersiz vücudunuzu güçlendirir.

My whole body is sore.

Benim bütün vücudum ağrıyor.

You must wash your body.

Vücudunu yıkamalısın.

Mary has a lean body.

Mary ince bir gövdeye sahip.

Tom has 7% body fat.

Tom'un vücudunun % 7'si yağdır.

Where was the body found?

Ceset nerede bulundu?

She's ashamed of her body.

O, bedeninden utanıyor.

He's ashamed of his body.

Vücudundan utan duyuyor.

Your body is saying yes.

Senin vücudun evet diyor.

She has a perfect body.

- Mükemmel bir vücudu var.
- Onun kusursuz bir vücudu var.

He has a perfect body.

- O mükemmel bir vücuda sahip.
- Mükemmel bir vücudu var.

Tom has a dancer's body.

Tom bir dansçının bedenine sahip.

Mary has a dancer's body.

Mary bir dansçının bedenine sahip.

I'm ashamed of my body.

Bedenimden utanıyorum.

She has a nice body.

- Onun güzel bir vücudu var.
- O güzel bir vücuda sahip.

My body itches all over.

Vücudumun her yeri kaşınıyor.

He has a great body.

Onun harika bir vücudu var.

I need some body lotion.

Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.

It's healthy for your body.

Bu vücudunuz için sağlıklı.

He has a strong body.

- O güçlü bir gövdeye sahip.
- O güçlü bir vücuda sahip.

Gravity stresses the human body.

Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.

Dan's body was badly decomposed.

Dan'in vücudu kötü biçimde çürümüştü.

Tuna have a hydrodynamic body.

Ton balıkları hidrodinamik bir vücuda sahiptirler.

No one's body is perfect.

Hiç kimsenin vücudu mükemmel değil.

Blood circulates in the body.

Kan vücutta dolaşır.

Tom has a slender body.

Tom'un ince bir vücudu var.

Tom's body was never found.

Tom'un vücudu hiç bulunmadı.

Tom's body will be cremated.

Tom'un vücudu yakılacak.

My whole body was shaking.

Benim bütün vücudum titriyordu.

The sun caressed her body.

Güneş onun vücudunu okşadı.

Tom's body has been cremated.

Tom'un cesedi yakıldı.

Tom's body never was recovered.

Tom'un vücudu asla iyileşmedi.

The sun caressed his body.

Güneş onun vücudunu okşadı.

His body was never recovered.

Onun vücudu hâlâ iyileşmedi.

Her voluptuous body attracted me.

Onun seksi vücudu beni cezbetti.

The child's body felt feverish.

Çocuğun vücudu ateşlendi.

Tom's body was found yesterday.

Dün Tom'un cesedi bulundu.

They haven't found Tom's body.

Tom'un cesedini bulamadılar.

Tom's body hasn't been found.

Tom'un cesedi bulunmadı.

Tom's body was found Monday.

Tom'un cesedi pazartesi günü bulundu.

The body adapts to stress.

Vücut strese uyum sağlar.

Fadil's body was in pieces.

- Fadıl'ın cesedi parçalanmıştı.
- Fadıl'ın cesedi parçalar halindeydi.

The police exhumed Fadil's body.

Polis, Fadıl'ın cesedini mezardan çıkardı.

Sami's body was found dismembered.

Sami'nin cesedi parçalanmış olarak bulundu.

Layla drank her body fluids.

Leyla beden sıvılarını içti.

Sami cut Layla's body up.

Sami, Leyla'nın cesedini kesti.

Police didn't discover the body.

Polis cesedi bulmadı.

Sami's body was badly decomposed.

Sami'nin bedeni kötü bir şekilde çürümüştü.

Sami's body was never found.

- Sami'nin cesedi hiç bulunmadı.
- Sami'nin cesedi asla bulunmadı.

Sami dug Layla's body up.

Sami, Leyla'nın cesedini çıkardı.