Translation of "Attorney" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Attorney" in a sentence and their turkish translations:

Attorney charges attorney fee

Vekalet ücreti alıyor avukatı

- I'm an attorney.
- I'm a lawyer.
- I am an attorney.

Ben bir avukatım.

I've hired an attorney.

Bir avukat tuttum.

Talk to my attorney.

Benim avukatımla konuşun.

I called my attorney.

Avukatımı aradım.

Tom fired the attorney.

Tom avukatı kovdu.

Sami called his attorney.

Sami kendi avukatını aradı.

Sami wanted an attorney.

Sami bir avukat istiyordu.

Sami told his attorney.

Sami avukatına söyledi.

You don't have an attorney.

Avukatınız yok.

The defense attorney immediately objected.

Savunma avukatı hemen itiraz etti.

Tom is an excellent attorney.

Tom mükemmel bir avukattır.

Does Tom have an attorney?

Tom'un bir avukatı var mı?

Tom is a great attorney.

Tom büyük bir avukat.

Sami is a local attorney.

Sami yerel bir avukattır.

Sami couldn't afford an attorney.

Sami bir avukat tutmaya gücü yetmedi.

Sami asked for an attorney.

Sami bir avukat istedi.

An immigrant who has an attorney

Avukatı olan bir göçmenin

- He's a lawyer.
- He's an attorney.

O bir avukattır.

- She's a lawyer.
- She's an attorney.

- O bir avukat.
- O kadın bir avukat.

I suggest you call an attorney.

Bir avukat çağırmanı öneriyorum.

- I'm Tom's attorney.
- I'm Tom's lawyer.

Tom'un avukatıyım.

Could you find me an attorney?

Bana bir avukat bulur musunuz?

Tom has hired a divorce attorney.

Tom bir boşanma avukatını işe aldı.

Tom Jackson is Mary's new attorney.

Tom Jackson, Mary'nin yeni avukatıdır.

Fadil was a well-educated attorney.

Fadıl iyi eğitimli bir avukattı.

Sami is a former defense attorney.

Sami eski bir savunma avukatıdır.

Sami hired a well known attorney.

Sami iyi tanınan bir avukat tuttu.

Sami's attorney hired a forensic pathologist.

Sami'nin avukatı adli bir patolog tuttu.

Sami Bakir is Layla's defense attorney.

Sami Bekir, Leyla'nın savunma avukatıdır.

You have the right to an attorney.

Bir avukat tutma hakkın var.

Tom needs to talk to an attorney.

Tom'un bir avukatla konuşması gerek.

Tom wanted to get Mary an attorney.

Tom, Mary'yi bir avukat olarak tutmak istedi.

Why don't you consult an attorney in person?

Niçin bizzat bir avukata danışmıyorsun?

The defense attorney was pleased by the verdict.

Savunma avukatı karardan memnundu.

- I want a lawyer.
- I want an attorney.

Bir avukat istiyorum.

This is Tom Jackson, your court appointed attorney.

Bu Tom Jackson, mahkemen avukat tayin etti.

- Tom was an attorney.
- Tom was a lawyer.

Tom bir avukattı.

I want to speak with my attorney, now.

Şimdi avukatımla konuşmak istiyorum.

Sami dedicated his life to becoming an attorney.

Sami hayatını bir avukat olmaya adadı.

Sami told his attorney what was going on.

Sami neler olduğunu avukatına anlattı.

The attorney has strong evidence that she is innocent.

Onun masum olduğuna dair avukatın güçlü kanıtları var.

- Tom hired an attorney.
- Tom has hired a lawyer.

Tom bir avukat tuttu.

- He trusted his defense attorney.
- He trusted his defence lawyer.

O savunma avukatına güvendi.

The district attorney wasn't content with a two-year sentence.

Bölge başsavcısı iki yıllık cezadan memnun olmadı.

- Tom is an excellent lawyer.
- Tom is an excellent attorney.

Tom mükemmel bir avukat.

- Tom consulted with his attorney.
- Tom conferred with his lawyer.

Tom avukatına danıştı.

Sami made a call to his trusted attorney, Layla Bakir.

Sami, güvenilir avukatı Leyla Bekir'e seslendi.

- If you cannot afford an attorney, one will be provided for you.
- If you can't afford an attorney, one will be provided for you.

Bir avukata gücün yetmiyorsa, sizin için biri temin edilecek.

You have the right to consult an attorney before speaking to the police.

Polisle konuşmadan önce bir avukata danışma hakkına sahipsin.

But Maduro’s assembly, filled with loyalists, convened anyway and it swiftly removed attorney

Ama Maduro'nun yandaşlarıyla dolu meclisi buna rağmen toplandı

The defence attorney did his best on behalf of Tom to secure his acquittal.

Savunma avukatı onun beraatini güvenceye almak için Tom adına elinden geleni yaptı.

- I talked to my attorney this morning.
- I talked to my lawyer this morning.

Bu sabah avukatımla konuştum.

- I want to speak with my attorney, now.
- I want to speak with my lawyer, now.

Şimdi avukatımla konuşmak istiyorum.