Translation of "Airs" in Turkish

- He's putting on airs.
- He puts on airs.

O hava atıyor.

He's putting on airs.

- O fiyaka yapıyor.
- O hava atıyor.

She's always putting on airs.

O her zaman hava atıyor.

Tom is putting on airs.

- Tom hava atıyor.
- Tom caka satıyor.
- Tom kendini fasulye gibi nimetten sayıyor.
- Tom büyüklük taslıyor.

Tom is always putting on airs.

Tom her zaman hava atıyor.

I don't like girls who put on airs.

Fiyaka yapan kızlardan hoşlanmam.

You don't have to give yourself such airs.

Bu kadar çalım satmak zorunda değilsin.

I don't like her, because she always puts on airs.

Onu sevmiyorum, çünkü her zaman hava atıyor.

- She's always putting on airs, acting as if she were a queen.
- She's always putting on airs, acting as if she were Queen.

O her zaman hava atıyor, sanki bir kraliçe gibi davranıyor.

When I first met him, I thought he was putting on airs.

Onunla ilk tanıştığımda onun hava attığını düşündüm.