Translation of "Girls" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Girls" in a sentence and their turkish translations:

- Hello, girls.
- Hi, girls.

- Merhaba kızlar.
- Selam kızlar.

- Girls aren't welcome.
- Girls are not welcome.

Kızlar hoş karşılanmaz.

Girls are girls and boys are boys.

Kızlar kızlardır ve oğlanlar oğlandırlar.

The D girls.

D kızlarına.

The girls won.

Kızlar kazandı.

Those girls arrived.

O kızlar geldi.

Both girls laughed.

Kızların her ikisi de güldü.

Hurry up, girls.

Acele edin, kızlar.

Little girls cry.

Küçük kızlar ağlar.

The girls fainted.

Kızlar bayıldı.

You like girls.

- Kızlardan hoşlanıyorsunuz.
- Kızlardan hoşlanıyorsun.

The girls laughed.

Kızlar güldüler.

He likes girls.

O, kızlardan hoşlanır.

She likes girls.

- Kızları sever.
- Kızlardan hoşlanır.

Mary likes girls.

Mary kızları sever.

We like girls.

Biz kızları severiz.

They like girls.

Onlar kızları sever.

Girls, you're gorgeous!

Kızlar, harikasınız!

The girls work.

Kızlar çalışır.

Great work, girls.

Harika iş, kızlar.

Girls, I'm single.

Kızlar, ben bekarım.

Be quiet, girls.

Kızlar, sessiz olun.

The girls giggled.

Kızlar kıkırdadı.

Girls are crazy.

Kızlar delidir.

I like girls.

- Kızları seviyorum.
- Kızları severim.

What about girls?

Ya kızlar?

Tom likes girls.

Tom kızları sever.

Sami loved girls.

Sami kızları sevdi.

Girls love Tom.

- Kızlar Tom'a hasta.
- Kızlar Tom'u seviyor.

- Do you not like girls?
- Don't you like girls?

Kızlardan hoşlanmıyor musun?

Ukrainian girls are the most beautiful girls in the world.

Ukraynalı kızlar dünyanın en güzel kızlarıdır.

- Look at the girls.
- Have a look at the girls.

Kızlara bak.

Latvian girls are among the best girls in the world!

Letonyalı kızlar, dünyanın en iyi kızları arasındadır.

- The girls looked at each other.
- The girls stared at each other.
- The girls watched one another.

Kızlar birbirlerine baktılar.

Why those two girls?

Bu, neden bu iki kızın başına geldi?

Where are the girls?

Kızlar neredeler?

Those girls are prostitutes.

O kızlar fahişe.

Most girls are kind.

- Kızların çoğu naziktir.
- Çoğu kızlar naziktir.

Girls like cats more.

Kızlar kedileri daha çok sever.

Meeting girls is hard.

Kızlarla tanışmak zordur.

The girls are excited.

Kızlar heyecanlı.

Pink is for girls.

Pembe kızlar içindir.

Girls criticize each other.

Kızlar birbirini eleştirir.

He's quick with girls.

- O kızlarla hızlıdır.
- O, kızlarla ilişki kurmada hızlıdır.

The girls were emotional.

Kızlar duygusaldı.

All girls love horses.

Bütün kızlar atları sever.

These are the girls!

Bunlar kızlar!

The girls were crying.

Kızlar ağlıyordu.

I know those girls.

Şu kızları tanıyorum.

Russian girls love Icelanders.

Rus kızları İzlandalıları sever.

I like two girls.

İki kızdan hoşlanıyorum.

The girls laughed loudly.

Kızlar yüksek sesle güldü.

I like Japanese girls.

Japon kızlarını severim.

The girls are shy.

Kızlar utangaçtır.

Boys and girls read.

Erkekler ve kızlar okurlar.

Don't you like girls?

Kızlardan hoşlanmıyor musun?

The girls were asleep.

Kızlar uyuyordu.

Chinese girls are cute.

Çinli kızlar tatlıdır.

The girls were excited.

Kızlar heyecanlıydı.

Do girls also masturbate?

kızlar da mastürbasyon yapar mı?

The girls all laughed.

Kızların hepsi güldü.

These girls are wild.

Bu kızlar vahşi.

Doesn't Tom like girls?

Tom kızlardan hoşlanmıyor mu?

Girls don't like you.

Kızlar seni sevmiyorlar.

See you around, girls.

Görüşürüz, kızlar.

The girls started fighting.

Kızlar kavga etmeye başladı.

Don't scare the girls.

Kızları korkutmayın.

Those girls are beautiful.

Şu kızlar güzel.

Girls are strange sometimes.

Kızlar bazen gariptir.

Hey girls, what's up?

Hey kızlar, n'aber?

Girls are so mean.

Kızlar çok bencildir.

They are sensible girls.

Onlar duyarlı kızlar.

He's always chasing girls.

O her zaman kızların peşinde.

Look at the girls.

Kızlara bak.

Big girls don't cry.

Büyük kızlar ağlamaz.

The girls please me.

Kızlar beni memnun eder.

Girls are really cruel.

Kızlar gerçekten zalimler.

Both girls were crying.

Her iki kız da ağlıyordu.

Sami dated black girls.

Sami siyah kızlarla çıkıyordu.

Sami loved young girls.

Sami genç kızları seviyordu.

The girls went shopping.

Kızlar alışverişe gitti.

Girls talk too much.

- Kızlar çok fazla konuşur.
- Kızlar çok konuşur.
- Kızlar aşırı konuşur.

- Pink is not just for girls.
- Pink isn't just for girls.

Pembe renk sadece kızlar için değildir.

- Tom is popular with the girls.
- Tom is popular with girls.

- Tom kızlar arasında popülerdir.
- Tom kızlar tarafından sevilir.

- Lots of girls like Tom.
- A lot of girls like Tom.

Birçok kız Tom'u sever.

- Two little girls are picking daisies.
- Two girls are picking daisies.

İki küçük kız papatyaları topluyorlar.

- Mary isn't like the other girls.
- Mary isn't like other girls.

- Mary diğer kızlar gibi değil.
- Mary diğer kızlara benzemiyor.

"These are African American girls,

"Bunlar Afro-Amerikalı kızlar,

And a crisis for girls.

ve kadınlara yönelik kriz.