Examples of using "Spreekt" in a sentence and their turkish translations:
- Sen konuşursun.
- Sen konuşuyorsun.
O, açıkça konuşur.
- Konuşmuyor.
- O, konuşmuyor.
O iyi konuşur.
Tom konuşuyor.
Söylemeye gerek yok.
Annem yavaş yavaş konuşur.
O, İngilizce konuşmuyor.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
O, İngilizce konuşuyor.
O İtalyanca bilmektedir.
O, Rusça konuşabilir.
O Almanca konuşur.
O Fransızca konuşur mu?
O Rusça konuşur.
O Almanca konuşur.
O Portekizce konuşur.
İspanyolca konuşur musunuz?
Fransızcayı nasıl konuşacağını biliyor musun?
- O, Arapça konuşuyor.
- O Arapça konuşur.
O, İngilizce konuşur mu?
O Çince konuşuyor.
Tom Fransızca biliyor mu?
Tom Fransızca konuşur.
O Fransızca konuşur.
- Endonezce konuşuyor musunuz?
- Endonezce konuşur musunuz?
O, ingilizce konuşur mu?
Japonca konuşur musunuz?
O, yüksek sesle konuşuyor.
İngilizce konuşur musunuz?
Esperanto konuşur musunuz?
Latince konuşur musunuz?
Letonca konuşur musunuz?
Katalanca konuşur musunuz?
Bulgarca konuşur musunuz?
İtalyanca konuşur musunuz?
Yunanca konuşuyor musunuz?
O hızlı konuşur.
O İspanyolca konuşuyor.
Tom hızlı konuşur.
Kim konuşuyor?
O Portekizce konuşur.
Almanca konuşur musunuz?
Sen Almanca konuşuyorsun.
Mary mükemmel bir Fransızca biliyor. Ayrıca akıcı Almanca da biliyor.
Sen iyi İngilizce konuşursun.
Tony İngilizceyi iyi konuşur.
O on dil konuşur.
O çok hızlı konuşur.
- O Fransızca da konuşabilir.
- Fransızca da konuşuyour.
O, Fransızcada akıcıdır.
- O, Rusça da konuşabilir.
- O da Rusça konuşabilir.
O her zaman İngilizce konuşur.
Benimle konuşuyor musun?
Tom Romanşça konuşur.
O, İngilizce bilmez.
O, neredeyse Japoncayı hiç konuşamıyor.
O on dil konuşuyor.
O, dört dil konuşuyor.
O nispeten hızlı konuşur.
O, Rusçayı mükemmel şekilde konuşur.
Lütfen daha yavaş konuşun.
O kötü Fransızca konuşur.
Almanca konuşuyorsun, değil mi?
O, akıcı bir İngilizce konuşur.
Çok kötü Hollandaca konuşuyorsun.
O akıcı bir biçimde Çince konuşur.
İngilizce konuşan biri var mı burada?
Kadın İspanyolca konuşuyor.
O, İngilizce konuşmada iyidir.
- Lütfen daha yavaş konuşun.
- Lütfen daha yavaş konuşun!
O, Japoncada akıcıdır.
- O gerçekten iyi konuşur.
- Gerçekten iyi konuşuyor.
Tom Fransızca konuşur, değil mi?
Tom da Fransızca konuşabilir.
Buradaki herhangi biri Fransızca konuşur mu?
Tom her zaman Fransızca konuşur.
Onun annesi İtalyanca bilir.
O, Uygurcayı iyi konuşur.
Tom akıcı bir şekilde Japonca konuşur.