Translation of "Rennen" in Turkish

0.057 sec.

Examples of using "Rennen" in a sentence and their turkish translations:

Paarden rennen.

Atlar koşarlar.

Zij rennen.

Onlar koşar.

Ik kan rennen.

- Koşabilirim.
- Çalıştırabilirim.

Waarom rennen we?

Niçin koşuyoruz?

Paarden rennen snel.

Atlar hızlı koşar.

We rennen samen.

- Birlikte çalışırız.
- Birlikte koşarız.

De kinderen rennen.

Çocuklar koşuyor.

- Hoe zit het met rennen?
- Wat dacht je van rennen?
- Wat dacht u van rennen?
- Wat dachten jullie van rennen?

Koşalım mı?

Dus we gaan rennen?

Kaçmayı seçiyoruz.

Tom kan snel rennen.

Tom hızlı koşabilir.

Hij kan snel rennen.

- O hızlı koşucu.
- O hızlı bir koşucu.

Hij begon te rennen.

O koşmaya başladı.

- Blijf rennen.
- Blijf lopen.

Koşmaya devam edin.

Houd je van rennen?

Koşmayı sever misin?

Je had kunnen rennen.

Çalışabilirdin.

De hond begon te rennen.

Köpek koşmaya başladı.

Ze zijn aan het rennen.

Onlar koşuyor.

Ik heb hem zien rennen.

- Onun koştuğunu gördüm.
- Onu koşarken gördüm.

Eekhoorns kunnen heel snel rennen.

- Sincaplar gerçekten hızlı koşabilirler.
- Sincaplar gerçekten hızlı bir şekilde kaçabilirler.

- Ik kan lopen.
- Ik kan rennen.

Koşabilirim.

- Begin te rennen.
- Begin te lopen.

Koşmaya başlayın.

Hij kan niet erg snel rennen.

O çok hızlı koşamaz.

Hij kan sneller rennen dan ik.

O benim koşabildiğimden daha hızlı koşabilir.

- Jij rent.
- U rent.
- Jullie rennen.

Sen koşarsın.

Ik kan niet zo snel rennen.

Ben hızlı koşamam.

- Maria rende.
- Maria was aan het rennen.

Mary koştu.

Ik ben te moe om te rennen.

Koşamayacak kadar çok yorgunum.

- Loop niet in de klas a.u.b.
- Niet rennen in de klas, graag.
- Alsjeblieft niet rennen in het klaslokaal.

- Lütfen sınıfta koşma.
- Lütfen sınıfta koşmayın.

Probeer nooit van een wolf weg te rennen.

Asla bir kurttan hızlı koşmaya çalışmayın!

Toen hij me zag, begon hij te rennen.

O beni görünce koşmaya başladı.

- Waarom ren je?
- Waarom rent u?
- Waarom rennen jullie?

Niçin koşuyorsun?

Ze deed haar paraplu dicht en begon te rennen.

O, şemsiyesini kapattı ve koşmaya başladı.

- Tom probeerde weg te rennen.
- Tom probeerde te vluchten.

Tom kaçmaya çalıştı.

Als je de trein wilt halen, moet je rennen.

Trene yetişmek istiyorsan koşmak zorundasın.

- Die jongen rent.
- Die jongen is aan het rennen.

- O çocuk koşuyor.
- O oğlan koşuyor.

- Maria liep.
- Maria rende.
- Maria was aan het rennen.

Mary koştu.

Ik had niet gedacht dat Tom zo snel kon rennen.

Tom'un o kadar hızlı koşabileceğini düşünmüyordum.

Niemand in zijn klas kan zo snel rennen als hij.

Onun sınıfında hiç kimse ondan daha hızlı koşamaz.

- Ze zijn nu aan het rennen.
- Ze zijn nu aan het hardlopen.

- Onlar şimdi çalıştırıyorlar.
- Onlar şimdi koşuyor.
- Şimdi koşuyorlar.
- Onlar şimdi işletiyorlar.

- Hij kon niet heel snel lopen.
- Hij kon niet heel snel rennen.

O çok hızlı koşamadı.

- Hij kan rapper lopen dan ik.
- Hij kan sneller rennen dan ik.

O, benden daha hızlı koşabilir.

Tom vroeg zich af hoeveel minuten het hem zou duren om naar de bushalte te rennen.

Tom onun otobüs durağına kadar koşmasının kaç dakika alacağını merak etti.

Al is het misschien niet zo'n goed idee om weg te rennen als je een beer ziet,

Yine de bir ayı gördüğünüzde koşmaya başlamak iyi bir fikir olmayabilir.