Examples of using "Zit" in a sentence and their turkish translations:
Otur!
Tom tuzağa düşmüş.
Ben tuzağa düştüm.
Ne üzerinde oturuyorsun?
Kıpırdamadan otur.
O oturuyor.
Dik oturun.
- Tokum.
- Ben tokum!
Burada oturan hiç kimse yok.
İçerideki nedir?
O sıkışmış.
Sıkıştın mı?
Tom toktur.
- Parasız kaldım.
- Sıkıntıdayım.
- Hoverkraftım müren dolu.
- Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
Onun sorunları var.
Pekâlâ. Şimdi üzerindeyim.
Bakalım altında ne var? Yok.
Tamam, sıkı bir şekilde bağladık.
Sizin kravatınız yamuk.
Hakikat şaraptadır.
Fermuar sıkıştı.
O bekliyor.
O masada oturuyor.
Benim vardiyam bitti.
Yaşlı adam oturuyor.
Ben evde tek başına oturuyorum.
Midem dolu.
Buraya saplandım.
Facebook'ta mısınız?
Sıkışmış bir şey var.
Bu gömleğin üzerinde kan var.
Geleceğin olasılıklarla dolu.
- Ben bir trafik sıkışıklığında sıkıştım.
- Trafik sıkışıklığında sıkıştım.
Şimdi başın belada.
Midem dolu.
"Tom bizim takımda mı?" "Hayır, o öteki takımda."
Bu şeyin içi yağla dolu.
Bu deliğin içine girdi.
Bu sınır, geçirgen.
kulaklarınızın arasında yatıyor.
Bu çatlaklar suyla dolu mu?
Bob tiyatro kulübünde.
Bill yazı işleri kadrosunda.
Ah, bir kelebek var!
O, her zaman fikirlerle dolu.
- Tom yemekhanede.
- Tom yemek salonunda.
Mary yüzme takımında.
Beyzbol kulübüne üye misin?
Ya biz?
Tom'un başı dertte mi?
Bir karpuz suyla doludur.
Tom rahat.
Buraya otur.
O tuvalettedir.
Başım belada.
Tom bir tekerlekli sandalyede.
- Hayır, teşekkürler. Tokum.
- Hayır, teşekkür ederim. Tokum.
İşin püf noktası burada.
O, üniversitededir.
Tom ağacın altında oturuyor.
Ben dışarıda oturmaktan hoşlanmıyorum.
Tom sorgu odasında.
Tom hapiste.
Burada güvende değilim.
Tom orduda.
- Arabamın içindeyim.
- Arabamdayım.
Benim koltuğumdasın.
Neye kıs kıs gülüyorsun?
Tom bizim takımımızda mı?
Otel yabancı dolu.
- O, Facebook'ta değil.
- Facebook'ta yok.
Tom'un Facebook'u yok.
- Hapı yuttum.
- Ayvayı yedim.
Ben hapisteyim.
Orada otur.
Peki sorun nerede?
Tom gerçek belada.
Param yok.
Bu çayır kurbağa doludur.
Bu diyet vitamin dolu.
Bu otelde mi kalıyorsunuz?
Restoran her zaman tıka basa doludur.
Bazen parayı tüketirim.
O her zaman parasızdır.
Göl balık dolu.
- Bu restoran her zaman kalabalıktır.
- Bu restoran her zaman kalabalık.
Tom duvarın üzerinde oturuyor.
O bir altın madeninin üzerinde oturuyor.