Examples of using "Persoonlijk" in a sentence and their turkish translations:
Bu kişisel.
O kişisel.
Bu kişisel.
Kişisel görünüyordu.
Kişiseldi.
benim için kişisel
Tom'u şahsen tanırım.
- Bu çok kişisel.
- O çok kişisel.
Bu kişisel değil.
Tom'u şahsen tanıyordum.
- Onu kişisel olarak almayın.
- Kişisel olarak alma.
Kişisel olma.
Kişisel değildi.
Gerçekten kişisel.
Bu o kadar kişisel.
Şimdi bu kişisel.
Bizzat Tom'a söyle.
Onları şahsen tanıyorum.
Onlara şahsen söyle.
Ona şahsen söyle.
Ona şahsen söyle.
Onu şahsen tanıyorum.
ve bazıları da bir hayli özeldi.
Tom beni bizzat davet etti.
Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
Kişisel olarak, bundan hoşlandım.
- Kişisel olarak sizi ziyaret edeceğim.
- Sizi kişisel olarak ziyaret edeceğim.
- Sizi şahsen ziyaret edeceğim.
O beni şahsen davet etti.
O oraya bizzat gitti.
Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına
Çok kişisel olmak istemiyorum.
Sonunda yüz yüze görüştüler.
Onunla bizzat ilgileneceğim.
- Sen en iyisi git onunla bizzat konuş.
- Gidip onunla şahsen konuşsan daha iyi olur.
Niçin bizzat bir avukata danışmıyorsun?
Bana gelince, tavuğu domuzdan daha çok severim.
Ben kendim asla bir UFO görmedim.
Size şahsen kürtaja karşı olduğumu söylüyorum.
Kendimiz bizzat etkilenmeden umursamıyoruz.
O bizzat geldi.
Bu çatallanmanın şahsi ve politik, uzun bir hikâyesi var.
Muhafızlara komuta etti ve kişisel olarak Montmirail Savaşı'nda süngü hücumuna liderlik etti.
Efsane, onun, kılıcını tanrıların kendi ellerinden aldığını söyler.
İki adam yüz yüze görüştüler.
Ben başkanın kendisiyle buluştum.
Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.
Yüz yüze konuşalım.
Altında dört atı öldürüldü ve şahsen İmparatorluk Muhafızlarının
düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir