Translation of "Jaren" in Turkish

0.093 sec.

Examples of using "Jaren" in a sentence and their turkish translations:

Duizenden jaren lang

Binlerce yıldır,

Jaren gingen voorbij.

Yıllar geçti.

Vele jaren gingen voorbij.

- Yıllar geçip gitti.
- Yıllar geçti gitti.
- Seneler geçip gitti.
- Seneler geçti gitti.

Het is jaren geleden.

Uzun süre oldu.

Het waren de jaren 70

1970'lerdeydik

...vroeg in de jaren 60.

1960'ların başıydı.

Ik leefde jaren op legerplaatsen.

Yıllarca askerî karargâhlarda kaldım.

We kennen elkaar al jaren.

Yıllardır birbirimizi tanımaktayız.

We kennen haar al jaren.

Biz yıllardır onu tanırız.

Ik heb hier jaren gewoond.

Yıllardır burada yaşıyorum.

Ik ken hem al jaren.

Onu yıllardır biliyorum.

Ik doe dit al jaren.

Ben bunu yıllardır yapıyorum.

Gemeenschappen die al duizenden jaren bestonden,

Binlerce yıldır burada olan topluluklar

Tot het eind van jaren '80

1980'lerin sonunda doğru

Ik heb twee afschuwelijke jaren doorgemaakt.

İki yıl boyunca çok sıkıntılar çektim.

Dus miljoenen jaren lang moest ze...

O yüzden, milyonlarca yıl boyunca

Tuinieren is al enkele jaren populair.

Bahçecilik birkaç yıl için popüler olmuştur.

Hun hoofdstad was vele jaren Cuzco.

Onların başkenti yıllarca Cuzco idi.

China is honderden jaren geïsoleerd geweest.

Çin yüzlerce yıldır soyutlanmıştır.

Tom woont al jaren in Boston.

Tom yıllardır Boston'da yaşıyor.

Het verstand komt met de jaren.

Yaşlandığında anlayacaksın.

Ik heb jaren in Boston gewoond.

Yıllarca Boston'da yaşadım.

Ik heb al jaren niet getekend.

Yıllardır resim yapmadım.

De tandarts heeft vele jaren ervaring.

Diş hekimi yıllarca tecrübeye sahibidir.

Met de jaren wordt men vergeetachtig.

Biri yaşla unutkan olur.

Ik heb jaren in Australië gewoond.

- Yıllarca Avustralya'da yaşadım.
- Yıllar boyunca Avustralya'da yaşadım.

Dan in de voorgaande 10.000 jaren samen.

daha fazla yiyecek yetiştirmemiz gerekiyor diyebiliriz.

Helaas is het sinds de jaren 1980

Maalesef 1980'lerden itibaren

Beste mensen, er zijn vijf jaren voorbijgegaan.

Sevgili halkım, beş yıl geçti.

Ons team werkte de afgelopen jaren hard

Ekibimiz son birkaç yıldır çok yoğundu,

Ze hebben enkele jaren in Spanje gewoond.

Onlar birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.

Ik heb in jaren geen kerstversiering gebroken.

Yıllarca bir Noel süsünü kırmadım.

Ze heeft al jaren problemen met rugpijn.

Sırt ağrısı ile yıllardır sorun yaşıyor.

Deze muziek is van de jaren 40.

Bu müzik kırklardan.

Orale traditie heeft al honderden jaren bestaan.

Sözlü gelenek yüzlerce yıldır vardır.

Deze vulkaan is al honderden jaren inactief.

Bu yanardağ yüzlerce yıldır aktif değildir.

Wij hebben al jaren een algemeen kiesrecht.

Bizim, yıllardır bir genel seçme hakkımız var.

Onze stad was al jaren aan het veranderen

Yıllar boyunca şehrimiz değişti

Ik heb met de jaren veel zeewier gegeten....

Yıllar içinde çok fazla yosun yedim

Ik ben golf beginnen te spelen, jaren geleden.

Yıllar önce golf oynamaya başladım.

Hij is maar enkele jaren ouder dan ik.

O benden sadece birkaç sene daha yaşlı.

Het is alsof ik Tom al jaren ken.

- Tom'u yıllardır tanıyormuşum gibi geliyor.
- Tom'u yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum.

Ik heb Tom in geen jaren meer gezien.

Senelerce Tom'u görmedim.

Deze vaas staat al jaren op de plank.

Bu vazo yıllardır rafta duruyor.

Ik heb vele jaren in het Rijnland gewoond.

Yıllar boyunca Rheinland'da yaşadım.

Men zal jullie allemaal nog honderden jaren herinneren.

Tüm insanlar yüzlerce yıl hatırlanacak.

Hij heeft jaren lang op een tankschip gevaren.

Senelerce bir tanker gemisinde seyahat etti.

- De familie van Tom is al jaren betrokken bij de melkveehouderij.
- Toms familie is al jaren betrokken bij de melkveehouderij.

Tom'un ailesi yıllardır süt hayvancılığı ile uğraşıyor.

De Maan kon jaren in de synestia hebben rondgedraaid,

Ay, yıllar boyunca sinesti içerisinde yörüngeye oturabilirdi,

Sinds enkele jaren is een vloot van oceaan-drones

Son birkaç yıldır bir filo okyanus dronu

De andere invloed was de jaren in de gevangenis.

Diğer etki de hapiste geçirdiğimiz yıllardı.

Tom luistert graag naar muziek uit de tachtiger jaren.

Tom seksenlerin müziğini dinlemekten hoşlanır.

Niemand heeft die helse woestijn in honderden jaren overgestoken.

Yüzlerce yıldır hiç kimse o cehennemi çölü geçmedi.

Dit is de droogste juni sinds de jaren dertig.

Otuzlu yıllardan beri bu, haziranın en kurak ayı.

De politie is al jaren op zoek naar Tom.

Polisler yıllarca Tom'u arıyorlar.

Hij leefde enkele jaren met haar samen in Italië.

İtalya'da birkaç yıl boyunca onunla yaşadı.

In de daaropvolgende vier jaren van chemo, een clinical trial

Sonraki 4 yıllık kemoterapi, klinik deney

Er zijn vele jaren verstreken en hier zijn we dan.

Yıllar geçti ve işte buradayız.

Het is net een gigantisch onderwaterbrein dat miljoenen jaren werkt.

Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.

De geur deed me denken aan een nacht jaren eerder.

Koku, birkaç yıl önce bir gecenin anılarını geri getirdi.

Meneer Soarez is al jaren een goede vriend van mij.

Bay Soarez yıllardır benim yakın arkadaşımdır.

Eén uur van onbedachtzaamheid kan maken dat men jaren schreit.

Bir saatlik düşüncesizlik yıllarca gözyaşlarına neden olabilir.

Zo is hij geworden na jaren systematisch te zijn mishandeld.

O yıllarca sistematik kötü muamele edildikten sonra böyle oldu.

De beschaving bloeit al honderden jaren in dit verborgen land.

Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.

In feite was er enkele jaren geleden al een multilateraal voorstel

Aslında birkaç yıl önce bunu yapmak için

Wereldwijd tikken die individuele acties over de jaren heen behoorlijk aan.

Dünya genelinde ve zaman içerisinde bireysel seviyede neler oluyor?

In de jaren 1950 telde die kolonie ongeveer twee miljoen dieren.

1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.

We voorzien in de komende jaren een tekort van 125.000 verpleegkundigen.

Önümüzdeki yıllar için 125.000 hemşire açığı var.

...ondanks de jaren... ...die deze generatie en andere generaties nog overhebben.

bu kuşağın ve diğer kuşakların ömründe kaç yıl daha kalmış olursa olsun.

De jaren in de gevangenis zetten je fantasie aan het werk.

Bu bana hapiste de yardımcı oldu çünkü hayal gücün boş durmuyor.

Zij is al jaren voorzitster van de Vereniging voor Elektrisch Vervoer

Yıllarca Elektrikli Araç Birliği'nin başında

Deze worden tegenwoordig met argwaan bekeken, omdat ze honderden jaren later

Bunlara bugünlerde şüpheyle bakılıyor çünkü yüzlerce yıl

Dit is de beste Kerstmis die ik in jaren heb gehad.

Yıllar içinde yaşadığım en güzel Noel budur.

Waarom herinneren we ons de eerste jaren van ons leven niet?

- Yaşamımızın ilk yıllarını neden anımsamıyoruz?
- Ömrümüzün ilk senelerini niçin hatırlamıyoruz?

Maar deze onthechting laat je toe jaren te besteden aan een studie.

Ama bu kopukluk bir çalışmaya yılları adamaya vesile olur.

Hij creëert getijden die al miljarden jaren voor eb en vloed zorgen.

Milyarlarca yıldır gelip giden metcezirleri meydana getiriyor.

Ik heb ondergoed in de loop der jaren voor van alles gebruikt.

Bakın ne diyeceğim, iç çamaşırımı bir sürü şey için kullandım.

...maar het gif, dat duizenden jaren lang is ontwikkeld, is de cruciale dreiging.

fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.

En het kostte me vele jaren om dát alleen al te kunnen zeggen.

Sadece o sözcükleri söyleyebilmek yıllarımı aldı.

...moesten we veel nadenken. We hebben veel te danken aan die eenzame jaren.

bol bol düşünmek ve yeniden düşünmek zorundaydık. Yalnızlık içinde geçirdiğimiz o yıllara çok şey borçluyuz.

Eetgewoonten in China zijn in de laatste jaren in een snel tempo veramerikaniseerd.

Çin'de yemek yeme alışkanlıkları son yıllarda hızla Amerikanlaşmaya başlamıştır.

De jaren 1950 worden overheerst door een koude oorlog tussen Oost en West.

1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.

En dat er ergens een auteur maanden of misschien wel jaren over had gedaan.

ve bazı yazarların onları yazarken aylar, belki de yıllar harcadığını biliyordum.

Miljoenen jaren lang... ...hebben de maan en het tij de levens van zeewezens gevormd.

Ay ile gelgitler milyonlarca yıl boyunca deniz canlılarının hayatlarını şekillendirmiştir.

Een reusachtig tekort op de federale begroting vergiftigt de Amerikaanse economie al vele jaren.

Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.

Als het zo mooi regent, denk ik terug aan ons beiden, enkele jaren geleden.

Her nezaman böyle güzel bir yağmurumuz olsa, ben yıllar öncesini, ikimizi hatırlıyorum.

Het zou leuk zijn om te zien hoe alles in de loop der jaren wijzigt.

Yıllar içinde her şeyin değiştiğini görmek eğlenceli olur.

De Palestijnse Bevrijdingsorganisatie, die had zich in de jaren zestig gevormd om een ​​Palestijn te zoeken

Filistin Kurtuluş Örgütü 1960'larda Filistinlilerin kurulması için kurulmuştu

In de jaren 90 schaften Ierland, Hongarije, Roemenië, Tsjechië, Slowakije, Zwitserland en Georgië de doodstraf af.

90'lı yıllarda; İrlanda, Macaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, İsviçre ve Gürcistan'da ölüm cezası kaldırıldı.

Ze heeft vele jaren geleden dat boek van hem geleend, en het nog altijd niet teruggegeven.

O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.

Dit dier heeft miljoenen jaren geleerd om onmogelijk te vinden te zijn. Ik moest leren hoe octopussporen eruitzagen.

Bu hayvan, bulunması imkânsız olmayı öğrenmek için milyonlarca yılını harcadı. Ahtapot izlerinin görünüşünü öğrenmem gerekiyordu.

In de jaren 50 werd van de Finnen gezegd, dat zij een van de ongezondste voedingspatronen in de wereld hadden.

1950'lerde, Finler dünyadaki en az sağlıklı diyetlerden birine sahip olarak belirtildiler.