Translation of "Duizenden" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Duizenden" in a sentence and their turkish translations:

Duizenden jaren lang

Binlerce yıldır,

Duizenden mensen stierven

Binlerce insan hayatını kaybetti,

Duizenden stierven in Japan.

Japonya'da binlercesi öldü.

Dus wat deden duizenden lezers?

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

Vijgenbomen voeden dagelijks duizenden diersoorten.

İncir ağaçları günde 24 saat binlerce türün karnını doyurur.

Er waren duizenden mensen aanwezig.

Binlerce kişi oradaydı.

Gemeenschappen die al duizenden jaren bestonden,

Binlerce yıldır burada olan topluluklar

Duizenden mensen stierven tijdens de goudkoorts.

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

Op 15 augustus, vliegeren duizenden mensen.

On beş Ağustos'ta, binlerce insan uçurtmalar uçururlar.

Een werkgebied waar duizenden dromen zijn gesneuveld.

ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

Ik kreeg duizenden brieven en e-mails.

Binlerce mektup ve e-posta aldım.

De kosten zullen oplopen tot duizenden dollar.

Masraf binlerce doları bulacak.

Er zijn in Japan duizenden mensen omgekomen.

Japonya'da binlerce insan öldü.

- Er zijn duizenden satellieten in een baan rond de aarde.
- Er draaien duizenden satellieten rond de aarde.

Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.

Vuren honderden en duizenden neuronen in de hersenen

beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar

duizenden komen samen om te dineren en te vieren.

kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.

Met duizenden verschillende soorten die eten en ruimte zoeken...

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Het was duizenden keren wakkerder en intelligenter dan ik.

Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.

Er zijn duizenden deelnemers in het evenement van vandaag.

Bugünün olayında binlerce katılımcı var.

Duizenden jonge soldaten bereiden zich voor op de oorlog.

Binlerce genç asker savaşa hazırlanıyor.

Ik heb het Washingtonmonument duizenden keren in het echt gezien

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

Er kunnen duizenden andere verhalen zijn waar alleen diëten mislukte,

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

Elk jaar reizen ze duizenden kilometers om hier te komen.

Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.

Zijn leiderschap hielp vele duizenden soldaten om levend terug te komen.

Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.

Een duimhoog bijna onzichtbaar monster dat kwaad is geboren en duizenden doodt.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

...maar het gif, dat duizenden jaren lang is ontwikkeld, is de cruciale dreiging.

fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.

Zijn ogen bestaan uit duizenden kleine lensjes... ...en vangen elk beschikbaar lichtstraaltje op.

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

Deze video wordt gesponsord door Curiosity Stream - de thuisbasis van duizenden online documentaires

Bu videonun sponsoru Curiosity Stream - bilim, teknoloji, doğa ve tarih hakkında

Duizenden bijen trillen met hun vleugels... ...om warmte af te geven en de bijenkorf te verwarmen.

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

Geholpen door de vloedgolf van de nieuwe maan... ...stijgen duizenden van haar soort richting het oppervlaktewater.

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

De eerste vrouw, die Esperanto als moedertaal sprak, werd in 1904 geboren; vandaag zijn er meerdere duizenden Esperanto-moedertaalsprekers.

Ana dili Esperanto olan ilk kişi 1904'te doğdu. Günümüzde ise ana dili Esperanto olan birkaç bin kişi var.