Examples of using "Hoef" in a sentence and their turkish translations:
Herhangi bir şey yapmam gerekmiyor.
Tom'a hiçbir şey söylemek zorunda değilim.
Artık gitmek zorunda değilim.
Gerçekten konuşmak zorunda değilim
Ben bunu dinlemek zorunda değilim.
Onun hakkında konuşmama gerek yok.
Seninle sohbet etmeme gerek yok.
Onu şu anda kullanmak zorunda değilim.
Onu sana söylememi istemiyorsun.
Onu artık yapmak zorunda değilim.
Bunu bugün yapmak zorunda değilim.
Geri çekilmem gerekirse diye kolları bağlı tutmak yok.
Ne yazık, zayıflamaya ihtiyacım yok.
Şu anda yapacak işim yok.
Kimseye sormak zorunda değilim.
Ama sahnedeyken düşünmem gerekmiyor.
Bir şey söylemek istemiyorsan söylemek zorunda değilsin.
Sana sebebini söylemek zorunda olduğumu sanmıyorum.
Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.
Yarın gitmene gerek yok.
Onu yapmak istemezsen yapmana gerek yok.
- Gerçekten bilmek istiyorsanız, yapmanız gereken bütün şey sormaktır.
- Eğer gerçekten bilmek istiyorsanız, tüm yapmanız gereken sormaktır.
- Eğer gerçekten bilmek istiyorsan, tüm yapman gereken sormaktır.
Yardımıma ihtiyacınız olursa, tek yapmanız gereken istemektir.
Anlayan arif gerek.
Anlamadığın şeyden nefret etme!
Büyüden korkmamalısın.
Sadece onu bulmam gerekiyor.
- Söylemeye gerek yok, o haklıdır.
- Elbette, o haklıdır.