Examples of using "Dagen" in a sentence and their turkish translations:
Bana beş gün verin.
On gün geçti.
- Otuz gününüz var.
- Otuz günün var.
Onun günleri sayılı.
Yağmur dört gün sürdü.
İki gün önce yağmur yağdı.
Üç gün sonra öldü.
Yağmur dört gün sürdü.
Yağmur beş gün sürdü.
Tam beş gündür yağmur yağıyor.
Peş peşe beş gün yağmur yağdı.
İki gün içinde geri gel.
Bir haftanın yedi günü var.
Birkaç gündür kendinde değildi.
Yedi gün için kırk dolar.
Biz her gün TV izleriz.
O, 5 gün kalacak.
- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.
Üç gün oldu.
Üç gündür yağmur yağmaya devam ediyor.
Üç gün içinde gideceğim.
- Bana bir ya da iki gün verin.
- Bana bir veya iki gün verin.
- Bana bir iki gün vakit ver.
- Bana bir iki gün ver.
- Bana bir iki gün verin.
Onlar daha iyi günler gördü.
İki gün burada kalıyor olacağım.
Kurs on dört gün sürüyor.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
O iki gün önceydi.
Noel sadece birkaç gün uzaklıktadır.
O iki gün sonra geri geldi.
Son birkaç gündür çok yağışlıydı.
Birkaç günlüğüne kasabadan ayrılıyorum.
Tanrı dünyayı altı günde yarattı.
O, üç gün sonra eve geri döndü.
Burada birkaç gün kalacağım.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
Tom birkaç gün izne çıkıyor.
İki gündür eğitim görmüyorum.
Birkaç gün burada kalacağım.
Her gün Pazar değildir.
Yoğun bir iki gündü.
Üç günümüz kaldı.
Tom üç günlüğüne gidiyor.
O iki gün önce vefat etti.
Noel'e kadar sadece üç gün var.
Birkaç gün kalmak istiyorum.
- Mahkeme müteakiben on gün sürdü.
- Mahkeme peş peşe on gün sürdü.
Şubat artık yıllarda yirmi dokuz çeker.
- Beş altı gün kalacak.
- Beş ilâ altı gün arası kalır.
Günlerdir yemek yemedim.
Müzakereler birkaç gün sürdü.
O üç gün önce meydana geldi.
O, üç gün önce ayrıldı.
- Noel sadece üç gün uzaklıktadır.
- Noel'e sadece üç gün var.
- Noel'e sadece üç gün kaldı.
Noel'e kadar kaç gün var?
Kaç gün Boston'daydın?
Soğuk günlerden hoşlanmıyorum.
O beş gündür okula gelmiyor.
Büyükannemin yaşamının son günlerinde
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
Birkaç gün sessiz kalmalısınız.
O, birkaç gün içinde eve dönecek.
Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.
Biz muhtemelen birkaç gün uzakta olacağız.
Noel'e sadece birkaç gün var.
Kalışını beş gün uzattı.
Meseleyi üç gün boyunca düşünüp taşındı.
Pazar hariç her gün çalışırım.
Yolculuk en az beş gün sürecek.
Bugünlerde çok yalnızım.
İlkbaharda günler uzar.
Noel'e kadar daha kaç gün var?
O, iki gün sonra geri geldi.
Ben günaşırı onu ziyaret ederim.
Birkaç gündür hiç et yemedik.
Bir haftadan fazla bir süredir Tom'u görmedim.
Üç gündür uyumadım.
Birkaç gün içinde seni arayacağım.
Yağışlı hava, on gün boyunca sürdü.
Gündüzler gecelerden daha uzundur.
Bu bilet üç gün boyunca geçerlidir.
Bir haftada kaç gün vardır?
Burada birkaç gün kalacağım.
Yeni yıldan birkaç gün önce Noel gelir.
Kardeşim iki gün Roma'da kaldı.
Birkaç gün orada kaldı.
Noel'e kadar üç gün kaldı.
Tom Noelden üç gün önce 30 yaşına basıyor.
Sadece üç gündür Boston'taydım.
- İki günden fazla geçmedi.
- En fazla iki gün geçti.