Translation of "Vijf" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Vijf" in a sentence and their turkish translations:

Vijf keer vijf is vijfentwintig.

Beş kere beş yirmi beştir.

Vijf aanpassingen.

Beş adet reformla.

- Wacht alstublieft vijf minuten.
- Wacht alsjeblieft vijf minuten.

- Lütfen beş dakika bekle.
- Lütfen beş dakika bekleyin.
- Lütfen beş dakika bekleyiniz.

Vijf minuten daarna

Beş dakika daha

- Ik heb vijf avocado's gegeten.
- Ik at vijf avocado's.

Beş tane avokado yedim.

- Vier maal vijf is twintig.
- Vier keer vijf is twintig.

Dört çarpı beş yirmidir.

Een, drie, vijf, zeven --

bir, üç, beş, yedi -

Geef me vijf dagen.

Bana beş gün verin.

Het is vijf uur.

Saat 5.

John heeft vijf appels.

John'un beş elması var.

Ik wilde vijf ananassen.

Ben beş tane ananas istedim.

Ik zag vijf mannen.

Beş adam gördüm.

Ze is vijf jaar.

O beş yaşında.

Dan nam vijf slaappillen.

Dan beş uyku hapı aldı.

Ik spreek vijf talen.

Ben beş dil konuşurum.

Hij spreekt vijf talen.

O beş dil konuşuyor.

Ik heb vijf katten.

- Beş kedim var.
- Beş tane kedim var.

- Ik ving gisteren vijf vissen.
- Ik heb gisteren vijf vissen gevangen.

Dün beş balık yakaladım.

- Mijn grootvader stierf vijf jaar geleden.
- Mijn oap stierf vijf jaar geleden.

Büyükbabam beş yıl önce öldü.

- Vijf plus drie is gelijk aan acht.
- Vijf plus drie is acht.

Beş artı üç sekiz eder.

Bevonden zich vijf kilometer diep.

en derin yer beş kilometre aşağıdaydı.

Ik betaalde hem vijf dollar.

Ona beş dolar ödedim.

De regen duurde vijf dagen.

Yağmur beş gün sürdü.

Het regende gedurende vijf dagen.

Tam beş gündür yağmur yağıyor.

Gisterenavond waren er vijf branden.

Dün gece beş yangın vardı.

Het regende vijf opeenvolgende dagen.

Peş peşe beş gün yağmur yağdı.

Ze heeft vijf oudere broers.

Onun beş ağabeyi var.

Gelieve vijf minuten te wachten.

Lütfen beş dakika bekleyin.

Hij stierf vijf jaar geleden.

O, beş yıl önce öldü.

We zijn vijf jaar getrouwd.

Beş yıldır evliyiz.

Vijf maal zeven is vijfendertig.

Beş kere yedi, otuz beştir.

Het boek kost vijf dollar.

Bu kitabın maliyeti beş dolar.

Zij zal vijf dagen blijven.

O, 5 gün kalacak.

Hij kan vijf talen spreken.

- O beş dil konuşabilir.
- O, beş dil konuşabilir.
- Beş dil konuşabiliyor.

Vijf plus zeven is twaalf.

Beş artı yedi, on iki eder.

De wereld heeft vijf oceanen.

Dünyada beş tane okyanus vardır.

Het is ongeveer vijf mijl.

Yaklaşık beş mil.

We vertrekken over vijf minuten.

Beş dakika içinde gidiyoruz.

Het is vijf voor zes.

Saat altıya beş var.

Het is vijf voor vier.

Dörde beş var.

Vandaag is het vijf maart.

Bugün beş mart.

Ik heb maar vijf roebel.

Benim sadece beş rublem var.

Er zijn vijf potloden hier.

Burada beş kurşun kalem var.

Het is vijf over één.

Saat biri beş geçiyor.

Het is vijf voor twee.

Saat ikiye beş var.

Hij is vijf voet groot.

O beş fit boyunda.

Ik geef je vijf dollar.

- Sana beş dolar vereceğim.
- Sana beş dolar veririm.

Vijf plus drie is acht.

Beş artı üç sekiz eder.

Vijf plus twee is zeven.

Beş artı iki eşittir yedi.

We wandelden ongeveer vijf mijl.

Biz yaklaşık beş mil yürüdük.

Een voet heeft vijf tenen.

Bir ayakta beş parmak vardır.

Tom wil vijf talen leren.

Tom beş dil öğrenmek istiyor.

Mijn vader heeft vijf broers.

Babamın beş erkek kardeşi var.

- Hij heeft ze vijf uur lang gezocht.
- Hij heeft haar vijf uur lang gezocht.

Beş saat boyunca onları aradı.

Deze vijf mannetjes gaan op nachtpatrouille.

Bu beş erkek gece devriyesine çıkıyor.

Met vijf monden om te voeden...

Doyuracak beş boğaz var.

Met vijf miljard dollar in ngo's.

Sivil toplum kuruluşlarına yaptığı beş milyar dolarlık yatırımla.

Ik heb vijf jaar Engels gestudeerd.

Ben beş yıldır İngilizce öğrenmekteyim.

De vergadering duurde tot vijf uur.

Toplantı beşe kadar sürdü.

Ik betaalde nog vijf dollar extra.

Ek olarak beş dolar ödedim.

Allen samen zijn ze met vijf.

Onlar hepsi beş kişiler.

Hij heeft meer dan vijf woordenboeken.

Onun beşten fazla sözlüğü var.

- High five!
- Geef me de vijf!

Çak bir beşlik!

We werken van negen tot vijf.

Biz dokuzdan beşe kadar çalışırız.

Het is nu ergens vijf uur.

Şimdi bir yerde saat beştir.

Zijn oom stierf vijf jaar geleden.

Onun amcası beş yıl önce öldü.

De trein vertrekt over vijf minuten.

Tren beş dakika içinde hareket ediyor.

De conferentie eindigde om vijf uur.

Konferans saat beşte bitti.

Zijn verjaardag is op vijf mei.

Onun doğum günü 5 Mayıs.

Tom spreekt vijf talen, waaronder Russisch.

Tom, Rusça da dahil, beş dil konuşur.

Ik ren vijf mijl per dag.

Günde beş mil koşarım.

Mijn dag eindigt om vijf uur.

Benim günüm saat 5'te sona erer.

Mijn klok loopt vijf minuten voor.

Saatim beş dakika ileri.

Een basketbalploeg bestaat uit vijf spelers.

Bir basketbol takımı beş oyuncudan oluşur.

Tien gedeeld door vijf is twee.

- On bölü beş iki eder.
- Onun beşe bölümü ikidir.

Onze groep bestond uit vijf personen.

Bizim grubumuz beş kişiden oluşuyordu.

Haar verjaardag is op vijf mei.

Onun doğum günü 5 Mayıs.

Het is vijf voor half twee.

Saat bir buçuğa beş var.

Het is vijf over half twee.

Saat bir buçuğu beş geçiyor.

Hij blijft vijf à zes dagen.

- Beş altı gün kalacak.
- Beş ilâ altı gün arası kalır.

De toekomst was vijf minuten geleden.

Gelecek beş dakika önceydi.

Mijn vader stierf vijf jaar geleden.

Babam beş yıl önce öldü.

Het ijs is vijf centimeter dik.

Buz iki inç kalınlığında.

- Dit museum is al sinds vijf jaar gesloten.
- Dit museum is reeds vijf jaar gesloten.
- Dit museum is sinds ruim vijf jaar dicht.

Bu müze beş yıldır kapalı.

- Ze was niet op school voor vijf dagen.
- Ze is al vijf dagen niet op school.

O beş gündür okula gelmiyor.

Studeerden hard voor drie, vier, vijf jaar

üç, dört, belki beş yıl çok çalıştık,