Examples of using "Constant" in a sentence and their turkish translations:
O, sürekli mektuplar yazıyor.
Rüzgar sürekli esiyor.
ve sürekli kendime soruyordum:
Yavrularını 24 saat beslemek zorunda.
Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.
Ağrı sabit mi yoksa zonklama şeklinde mi?
Huzursuzca volta atmayı sürdürdü.
Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir
dalgalar tekneyi tüm gücüyle sallıyordu.
Tom her zaman bir şeyler unutuyor.
Ben onlara her zaman yalan söylerim.
Tom her zaman yalan söylüyor.
Coğrafya öğrencisi isen, sürekli harita kullanmalısın.
Sürekli tehlikedeyim.
- Ben sürekli olarak kendi kendime konuşurum.
- Daima kendi kendime lakırdı ederim.
Her zaman stres altındayım.
O, cep telefonunu hep kaybediyor.
Okyanus sürekli hareket halinde olan büyük bir su kütlesidir.
Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi
O sürekli onu düşünüyor.
Babam yakınıyor; o geçen haftadan bu yana sürekli olarak meşgul oldu.