Translation of "Pijn" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Pijn" in a sentence and their turkish translations:

Pijn, pijn, ga weg.

Ağrı, acı, defol git.

Pijn.

Acı.

- Doet het pijn?
- Doet dat pijn?

Acıyor mu?

- Doet het pijn?
- Deed het pijn?

Acıdı mı?

- Hier doet het pijn.
- Het doet hier pijn.

- Burası acıyor.
- Burası ağrıyor.

- Waar doet het pijn?
- Waar is de pijn?

Ağrı nerede?

- Die tand doet pijn.
- Deze tand doet pijn.

O diş acıyor.

Alles doet pijn.

Her şey can yakar.

Liefde doet pijn.

Aşk acı verir.

Doet pijn, hè?

Acıyor, değil mi?

Dat doet pijn.

O acıtıyor.

Doet dat pijn?

O incitir mi?

Afwijzing doet pijn.

Reddetme incitir.

Het doet pijn.

O acıtıyor.

- Niemand deed me pijn.
- Niemand heeft me pijn gedaan.

Hiç kimse beni incitmedi.

- Mijn tand deed ongelofelijk pijn.
- Mijn tand doet ongelofelijk pijn.

Dişim bana inanılmaz acı veriyor.

- Ik heb pijn in de borst.
- Mijn borst doet pijn.

Göğsüm ağrıyor.

Waar doet het pijn?

Neresi acıyor?

Mijn gewrichten doen pijn.

Benim eklemlerim ağrıyor.

Doet het veel pijn?

Bu çok can acıtır mı?

Ze had overal pijn.

Onun her tarafı ağrıyordu.

Je doet me pijn.

Beni incitiyorsun.

Mijn kaak doet pijn.

Çenem acıyor.

De pijn was ondraaglijk.

Acı dayanılmazdı.

Mijn schouders doen pijn.

Omuzlarım ağrıyor.

Mijn ogen doen pijn!

Gözlerim acıyor.

Pijn is nooit tijdelijk.

Bu acı hiç dinmez.

Stop. Dat doet pijn.

Dur. Acıtıyor.

De waarheid doet pijn.

Gerçek acı verir.

Waar hebt ge pijn?

- Neren ağrıyor?
- Nereniz ağrıyor?

Waar is de pijn?

Ağrı nerede?

Welke tand doet pijn?

- Hangi dişin ağrıyor?
- Hangi diş acıyor?

Mijn verstandskies doet pijn.

Yirmilik dişim ağrıyor.

Mijn buik doet pijn.

Karnım ağrıyor.

Mijn ogen doen pijn.

Gözlerim acıyor.

Mijn nek doet pijn.

Boynum ağrıyor.

Kunnen planten pijn voelen?

Bitkiler ağrı hissedebilir mi?

Ik heb veel pijn.

Çok acı çekiyorum.

Deze tand doet pijn.

Bu diş ağrıyor.

Het doet geen pijn.

Bu incitmez.

Mijn been doet pijn.

Bacağım ağrıyor.

Mijn hart doet pijn.

- Kalbim acılıdır.
- Kalbim acıyor.

Ge doet mij pijn.

- Canımı yakıyorsun.
- Bana zarar veriyorsun.

Mijn pols doet pijn.

Bileğim acıyor.

Mijn voet doet pijn.

Ayağım acıyor.

Mijn voeten doen pijn.

- Ayaklarım ağrıyor.
- Ayaklarım acıyor.

Niets doet me pijn.

Hiçbir şey beni incitmiyor.

- Is de pijn gewoonlijk zo erg?
- Doet het gewoonlijk zoveel pijn?

Ağrı genellikle bu kadar kötü mü?

- Hij schreeuwde van de pijn.
- Hij schreeuwde het uit van de pijn.

O ağrı nedeniyle haykırdı.

- Ik heb hem nooit pijn gedaan.
- Ik heb haar nooit pijn gedaan.

Ben hiç ona zarar vermedim.

- Ik kan deze pijn niet verdragen.
- Ik kan niet tegen deze pijn.

Bu acıya dayanamam.

- Heeft u pijn bij het plassen?
- Heb je pijn bij het plassen?

İdrarınızı yaparken ağrı oluyor mu?

- Doet het pijn als u hoest?
- Doet het pijn als u kucht?

- Öksürürken ağrı acı oluyor mu?
- Öksürürken canınız yanıyor mu?

En het deed me pijn.

ve bana büyük acılar yaşattı.

Mijn hoofd doet echt pijn.

Başım çok ağrıyor.

Ik gilde van de pijn.

- Acıdan bağırdı.
- Acıdan bağırdım.

Mijn arm doet vreselijk pijn.

Kolum kötü ağrıyor.

Op ijs vallen doet pijn.

Buz üzerinde düşmek incitir.

Doe me alsjeblieft geen pijn.

- Lütfen beni incitme.
- Lütfen bana zarar vermeyin.

Hij schreeuwde van de pijn.

O, acı içinde bağırdı.

De pijn ging eindelijk weg.

Sonunda ağrı geçti.

Ik wil niemand pijn doen.

Kimseyi incitmek istemiyorum.

Tom, je doet me pijn!

Tom, canımı yakıyorsun!

Het zal geen pijn doen.

O zarar vermez.

Mijn kleine teen doet pijn.

Küçük ayak parmağım ağrıyor.

- Denken doet pijn.
- Denken kwetst.

Düşünmek acı veriyor.

Deze pijn maakt mij kapot.

Ağrı beni öldürüyor.

Tom kreunde van de pijn.

Tom acı içinde inliyordu.

Om me pijn te doen.

bu kelimeler benim canımı yakmalıydı.

Het leven doet pijn, prinses.

Hayat acıdır, prenses.

Niets blijft altijd pijn doen.

Hiçbir acı sonsuza dek sürmeyecek.

Tom heeft me pijn gedaan.

Tom bana zarar verdi.

Tom wilde niemand pijn doen.

- Tom kimseyi incitmek istemedi.
- Tom kimseye zarar vermek istemedi.

- Tom deed niemand pijn.
- Tom heeft niemand pijn gedaan.
- Tom heeft niemand gekwetst.

Tom kimseyi incitmedi.

- Is er iets dat je pijn verlicht?
- Is er iets dat uw pijn verlicht?

Ağrına iyi gelen bir şey var mı?

- Maakt de pijn je 's nachts wakker?
- Maakt de pijn u 's nachts wakker?

Ağrı gece sizi uyandırıyor mu?

- Heb je pijn als je dat doet?
- Hebt u pijn als u dat doet?

Böyle yaptığınızda ağrı oluyor mu?

- Doet het pijn als je zo beweegt?
- Doet het pijn als u zo beweegt?

- Bu hareketi yapmak ağrı veriyor mu?
- Bu şekilde hareket edince ağrı oluyor mu?

Hoe meer we hun pijn voelen.

ve o kadar çok acılarını hissederiz.

Voorwaarts? Oké, dit kan pijn doen.

Düz takla mı? Pekâlâ, bu biraz can yakabilir!

Toen voelde ik de pijn echt.

İşte acıyı o an hissettim...

Ik heb een scherpe pijn hier.

- Benim burada keskin bir ağrım var.
- Burada keskin bir ağrım var.

Ik heb mijn elleboog pijn gedaan.

Dirseğimi incittim.

De pijn was voor hem onverdraaglijk.

Ağrı onun dayanabileceğinden daha fazlaydı.

Mijn rug doet nog steeds pijn.

- Sırtım hâlâ acıyor.
- Sırtım hala ağrıyor.

Ik kan de pijn niet verdragen.

Acıya tahammül edemiyorum.