Translation of "Binnengaan" in Turkish

Laat ons binnengaan.

İçeri girelim.

Wij zullen hun grotten binnengaan.

İnlerine gireceğiz.

Ik zag hem de winkel binnengaan.

Onun mağazaya girdiğini gördüm.

Ik zag hem de kamer binnengaan.

Onun odaya girdiğini gördüm.

Ik heb hen de bank zien binnengaan.

Onların bankaya girdiğini gördüm.

Ik zag de man de kamer binnengaan.

Ben adamın odaya girdiğini gördüm.

Laat niemand de kamer binnengaan of in de buurt ervan komen.

Herhangi birinin bu odaya girmesine ya da yaklaşmasına izin verme.

- Het is ons gebruik om onze schoenen uit te doen voor we het huis binnengaan.
- We doen gewoonlijk onze schoenen uit voor we het huis binnengaan.

Biz eve girdiğimizde ayakkabılarımızı çıkarmak bizim geleneğimizdir.

Bij het binnengaan van de kamer bemerkte hij dat er een kaars brandde op tafel. Hij herinnerde zich, dat die kaars daar tevoren niet was.

Odaya girmesiyle beraber, masanın üzerinde bir mum yandığını fark etmesi bir oldu. Mumun daha önce orada olmadığını hatırlıyordu.