Translation of "Buurt" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Buurt" in a sentence and their turkish translations:

- Kent u deze buurt?
- Kennen jullie deze buurt?
- Ken je deze buurt?

Bu çevreyi biliyor musun?

Woont in mijn buurt.

benden en fazla 12 durak uzakta olsun.

Blijf uit de buurt.

Uzak dur.

Deze buurt is gevaarlijk.

Bu semt tehlikeli.

- Tom woont in de buurt.
- Tom woont hier in de buurt.

Tom yakında yaşıyor.

- Woont hij in de buurt?
- Woont hij hier in de buurt?

O buraya yakın bir yerde mi yaşıyor?

- Woon je in de buurt?
- Woon je hier in de buurt?

Bu civarda mı yaşıyorsun?

- Ik ben opgegroeid in deze buurt.
- Ik groeide op in deze buurt.
- Ik ben in deze buurt opgegroeid.

Bu çevrede büyüdüm.

- We wonen allen in dezelfde buurt.
- We wonen allemaal in dezelfde buurt.

Hepimiz aynı çevrede yaşamaktayız.

Dit is een gevaarlijke buurt.

Bu tehlikeli bir mahalle.

Woont Tom in de buurt?

Tom yakınlarda mı oturuyor?

- Je moet uit de buurt blijven van haar.
- Je moet uit haar buurt blijven.

Ondan uzak durmalısın.

- Is er een benzinestation in de buurt?
- Is er een tankstation in de buurt?

Buralarda bir petrol istasyonu var mıdır?

Niets komt daarbij in de buurt.

Bu, onunla kıyaslanamaz bile.

Ik woon hier in de buurt.

Bu civarda yaşıyorum.

Hij woont niet in mijn buurt.

Benim mahallede yaşamaz.

Ga hier in de buurt zitten.

Buraya yakın oturun.

Hij kwam in mijn buurt wonen.

O benim mahalleme taşındı.

Tom woont hier in de buurt.

Tom buraya yakın yaşıyor.

Ik ben in die buurt opgegroeid.

Ben o mahallede büyüdüm.

Woon je hier in de buurt?

Buralarda mı yaşıyorsun?

- Blijf uit de buurt!
- Blijf weg!

Uzak dur!

Zij zijn allebei in de buurt.

- Aşağı yukarı aynılar.
- Aynı kapıya çıkıyorlar.

- Ik ken iemand die in jouw buurt woont.
- Ik ken iemand die in uw buurt woont.
- Ik ken iemand die in jullie buurt woont.

Sizin mahallede yaşayan birini tanıyorum.

Er is een vrouwtje in de buurt.

Yakınlarda bir dişi var.

Er is een bloemenwinkel in de buurt.

- Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- Yakınlarda bir çiçekçi dükkanı var.

De familie Smith woont in mijn buurt.

Smith'ler benim mahallemde yaşıyor.

Is er een benzinestation in de buurt?

Buraya yakın bir benzin istasyonu var mı?

Is er een geldautomaat in de buurt?

Yakında bir ATM var mıdır?

Ik kan niet in zo'n buurt wonen.

Böyle bir semtte yaşayamam.

Ligt Duitsland in de buurt van Italië?

Almanya İtalya'ya yakın mı?

Is het kunstmuseum hier in de buurt?

Sanat müzesi bu civarda mı?

Is er een souvenirwinkel in de buurt?

Bu çevrede bir hediyelik eşya dükkanı var mı?

Is hier in de buurt een apotheek?

Yakında bir eczane var mı?

Hij woont in een heel prettige buurt.

O çok güzel bir mahallede yaşıyor.

Toms buurt was overstroomd na de storm.

- Tom'un mahallesi fırtınadan sonra sular altında.
- Tom'un mahallesini fırtınadan sonra su bastı.
- Tom'un mahallesi fırtınadan sonra sular altında kaldı.

Niemand kwam bij hem in de buurt.

Kimse ona yaklaşmadı.

Er staan mooie huizen in deze buurt.

Bu semtte güzel evler vardır.

Is er een golfbaan in de buurt?

Buraya yakın bir golf sahası var mı?

Ik woon in een zeer rustige buurt.

Çok sakin bir mahallede yaşıyorum.

Er blaft een hond in de buurt.

Yakınlarda bir köpek havlıyor.

Tom woont in dezelfde buurt als Maria.

Tom Mary ile aynı mahallede yaşıyor.

Blijf uit de buurt van mijn man.

Kocamdan uzak dur.

Tom woont in de buurt van Boston.

Tom Boston yakınlarında yaşıyor.

Wonen Tom en Maria in dezelfde buurt?

Tom ve Mary aynı semtte mi yaşıyor?

- Ik groeide op in de buurt van een rivier.
- Ik ben opgegroeid in de buurt van een rivier.

Bir nehrin yakınında büyüdüm.

In een gesegregeerde buurt met de naam Nicholtown.

Greenville, Güney Carolina'da yaşardı.

Maar met zo veel moeders in de buurt...

Ama yavruları koruyan bunca anne varken...

Dit is het eerste project in de buurt.

Mahalledeki ilk proje bu.

We wonen in de buurt van de grens.

Biz sınıra yakın yaşıyoruz.

Is er hier een McDonald's in de buurt?

Buraya yakın bir McDonald var mıdır?

Ik ben in de buurt van het station.

Ben istasyona yakınım.

Je moet uit de buurt blijven van haar.

Ondan uzak durmalısın.

Hij woont in de buurt van de school.

O okulun çevresinde yaşıyor.

We wonen in de buurt van de school.

Biz okulun yakınında yaşıyoruz.

Kom niet in de buurt van die hond.

O köpeğe yaklaşma.

- Tom werkt dichtbij.
- Tom werkt in de buurt.

Tom yakında çalışıyor.

Je moet bij hem uit de buurt blijven.

Ondan uzak durmak zorundasın.

Hoe is de buurt? Rustig? Lawaaierig 's nachts?

Mahalle nasıl? Sakin mi? Gece gürültülü mü?

Ik woonde vroeger in de buurt van Tom.

Tom'a yakın yaşardım.

Er zijn hier geen huizen in de buurt.

Buralarda hiç ev yok.

- Ze wonen vlakbij.
- Ze wonen in de buurt.

Onlar yakın bir yerde yaşıyorlar.

- Kom niet in de buurt van zieke mensen.
- Blijf weg van zieke mensen.
- Blijf uit de buurt van zieke mensen.

Hasta insanlardan uzak dur.

Zijn beschrijving kwam in de buurt van de waarheid.

Onun tanımı gerçeğe benziyor.

Mijn oom woont in de buurt van de school.

Amcam okulun yakınında yaşıyor.

- Blijf weg.
- Blijf uit de buurt.
- Blijf hier weg.

Uzak dur.

Er is heel veel verkeer hier in de buurt.

Trafik buralarda yoğundur.

Mijn huis staat in de buurt van het station.

Evim tren istasyonuna yakındır.

Of mensen in de buurt die hulp nodig hebben?

ya da topluluğumuzda yardıma ihtiyaç duyan insanlara?

Ik heb altijd al in deze buurt willen wonen.

Ben her zaman bu semtte yaşamak istedim.

Tom is aangenomen bij een pizzeria in de buurt.

Tom yerel pizzacıda bir iş buldu.

We wonen in de buurt van een grote bibliotheek.

Biz büyük bir kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.

De bakkerij is in de buurt van de slagerij.

- Fırın kasabın orada.
- Fırın kasaba yakın.
- Ekmek fırını kasap dükkânına yakın.

Een ziekenhuis in de buurt heeft de antistoffen hard nodig,

Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,

Kom ons eens bezoeken wanneer je in de buurt bent.

Tesadüfen mahallede olursanız lütfen uğrayın.

Is er een bank in de buurt van het station?

İstasyonun yakınında bir banka var mı?

- Onze leraar woont vlakbij.
- Onze leraar woont in de buurt.

Bizim öğretmen yakında yaşıyor.

Er is een grote supermarkt bij mij in de buurt.

Mahallemde büyük bir süpermarket var.

Vorige nacht was er een grote brand in de buurt.

Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.

- Ik woon in deze wijk.
- Ik woon in deze buurt.

Ben bu mahallede yaşarım.

Ik woon in een stad in de buurt van Boston.

Boston yakınlarındaki bir kasabada yaşıyorum.

We zijn helemaal niet in de buurt van de grens.

Biz sınıra yakın hiçbir yerde değiliz.

- Mijn appartement is in de buurt.
- Mijn appartement is dichtbij.

Benim apartman dairem buraya yakın.

Niet één van mijn klasgenoten woont hier in de buurt.

Sınıf arkadaşlarımdan hiçbiri buraya yakın yaşamazlar.

Het betekent 'blijf uit mijn buurt'... ...en dat doen we ook.

"Benden uzak dur" diyor. Yapacağımız şey de bu.

Ze leidt uiteindelijk naar mensen. Laten we in de buurt blijven.

Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.

...wonen mensen steeds dichter in de buurt van de wilde natuur...

insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

Als je echt in de buurt wilt komen... ...van zo'n omgeving...

Böyle bir ortama gerçekten yakın olmak istiyorsan

Ik wou dat ik bij jou in de buurt kon wonen.

Keşke senin evine yakın yaşayabilsem.