Examples of using "Bergen" in a sentence and their turkish translations:
yüksek dağların
İnanç dağları kımıldatabilir.
Dağlarda büyüdüm.
Ben dağlardaydım.
Tom dağlarda saklanıyordu.
İki dağ eşit yüksekliktedir.
Dağlara gidelim.
Dağlarda kar var.
Çünkü Hindukuş-Himalaya dağları,
Ay, dağların arkasında kaybolurken...
Galiçya dağlarından La Coruña'ya götürdü.
Sivri dağlar kar ile kaplandı.
Ben her zaman dağları sevdim.
Şehrin dört bir yanı dağlarla çevriliydi.
Katil dağlara saklandı.
- O, dağlara tırmanmayı seviyor.
- Dağa tırmanmayı seviyor.
Dağlarda bir evim var.
Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.
Dağlardaki hava çok değişken olur.
İnsanlar ormanlardan, çöllerden ve dağlardan kurtarıldılar.
Vadinin altına geçip dağlara ulaşmalıyım. Ah!
Bu gözlerle, dağların yandığını göreceğim.
Kaymak için dağlara gittik.
Bergen, Norveç'teki ikinci en büyük kenttir.
Arazinin yaklaşık %80'i dağlıktır.
Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.
Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.
Everest Dağı, Dağların Ana Tanrıçası olduğundan
Yazın dağlara gitmeyi tercih ederim.
Onlar geçen yaz dağdaki bir tatil beldesine gitti.
Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.
Yazın denize giderim, kışın dağlara.
Ama o dağlardan uzak durmak gerekir. Orası havanın en kötü olduğu yer olacaktır.
Patagonya dağlarındaki anne puma karanlıktan faydalanmış.
Bir fırtına sırasında dağlara tırmanmak tehlikelidir.
O kış, Sırp Ordusu'nun kalıntıları Arnavut dağlarından kaçmak. Onların
O kış Sırbistan ordusunun geri kalanları Arnavutluk dağlarından kaçtı.
Onlar en yüksek dağlara tırmanıp denizlerin tabanında yürüdüler.
- Kaymak için dağa gittik.
- Kayak yapmak için dağa gittik.