Translation of "Geloof" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Geloof" in a sentence and their turkish translations:

- Geloof.
- Geloof het.

İnan.

- Geloof me!
- Geloof me.

İnan bana!

- Ik geloof hem.
- Ik geloof haar.
- Ik geloof u.

Size inanıyorum.

Geloof me.

İnan bana.

- Ik geloof in u.
- Ik geloof in jou.
- Ik geloof in jullie.
- Ik geloof in je.

Ben size inanıyorum.

- Geloof wat u wil.
- Geloof wat je wil.

İstediğine inan.

Ik geloof je.

- Sana inanıyorum.
- Size inanıyorum.

Geloof in jezelf.

Kendine inan.

Ik geloof Ken.

Ben Ken'e inanıyorum.

Ik geloof u.

Size inanıyorum.

Geloof hem niet.

- Ona inanma!
- Ona inanmayın.

Dat versterkte mijn geloof

bu da şu inancımı güçlendirdi;

Geloof niet gewoon: controleer.

Hemen inanmayın. Teyit edin.

Geloof jij in God?

Allah'a inanıyor musun?

Ik geloof het niet!

Buna inanmıyorum.

Ik geloof in God.

- Ben Tanrı'ya inanıyorum.
- Ben Allah'a inanıyorum.
- Allah'a inanıyorum.

Geloof je in magie?

Büyüye inanır mısın?

Ik geloof je niet.

- Sana inanmıyorum.
- Ben size inanmıyorum.

Geloof jij in ufo's?

UFO'lara inanır mısın?

Ik geloof je altijd.

Ben her zaman sana inanırım.

Geloof in de gerechtigheid!

Adalete inanın!

Ik geloof dit niet.

Buna inanmıyorum.

Geloof je in spoken?

Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?

Geloof je in feeën?

Perilere inanıyor musunuz?

Geloof kan bergen verzetten.

İnanç dağları kımıldatabilir.

Ik geloof in magie.

- Ben büyüye inanıyorum.
- Ben sihire inanırım.

Waarom geloof je hem?

Neden ona inanıyorsun?

Geloof jij in wonderen?

- Mucizelere inanır mısın?
- Mucizelere inanır mısınız?

Geloof je Tom nog?

Sen hâlâ Tom'a inanıyor musun?

Waarom geloof je Tom?

Neden Tom'a inanıyorsun?

Ik geloof in spoken.

- Hayaletlere inanırım.
- Hayaletlere inanıyorum.

Ik geloof stellig daarin.

Ona kesinlikle inanıyorum.

Ik geloof dit echt.

Ben buna dürüst olarak inanıyorum.

- Ik geloof het nog steeds niet.
- Ik geloof het nog steeds niet!

Hala buna inanmıyorum.

En toch geloof ik oprecht

Durum böyleyken tüm kalbimle inanıyorum ki

Ik geloof dat het gebeurde

Öyle sanıyorum ki bunun sebebi

Ik geloof dat spoken bestaan.

Hayaletlerin var olduğunu düşünüyorum.

Hij geloof niet in God.

- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.

Geloof je in het lot?

Kadere inanıyor musun?

Ik geloof niet in God.

Tanrıya inanmıyorum.

Geloof je wat hij zei?

Onun dediğine inandın mı?

Ik geloof niemand van jullie.

Herhangi birinize inanmıyorum.

Waarom geloof je me niet?

- Niçin bana inanmıyorsun?
- Neden bana inanmıyorsunuz?
- Bana inansana.

Ik geloof in het christendom.

Hıristiyanlığa inanıyorum.

Ik geloof hem niet meer.

Artık ona inanmıyorum.

Geloof je in de paashaas?

- Paskalya tavşanının varlığına inanıyor musun?
- Paskalya tavşanına inanıyor musun?

Ik geloof dat verhaal niet.

O hikayeye inanmıyorum.

Dat geloof ik echt niet.

Gerçekten çok inanmıyorum.

Ik geloof niet in karma.

Ben karmaya inanmam.

Geloof je in de legendes?

Efsanelere inanıyor musun?

Ik geloof niet in magie.

Sihire inanmam.

Ik geloof je gewoon niet.

Ben sadece sana inanmıyorum.

Ik geloof dat ik flauwviel.

Bayıldığımı düşünüyorum.

Geloof jij in buitenaardse wezens?

Uzaylılara inanır mısın?

Geloof je echt in spoken?

Gerçekten hayaletlere inanır mısınız?

Ik geloof in deze leermethode.

Ben bu öğretim yöntemine inanıyorum.

Ik geloof dat aliens bestaan.

Uzaylıların var olduğuna inanıyorum.

Ook ik geloof het niet.

Ben de buna inanmıyorum.

- Ik geloof niet dat dit waar is.
- Ik geloof niet dat dit klopt.

Bunun doğru olduğuna inanmıyorum.

- Ergens geloof ik je wel.
- Hoe dan ook geloof ik je.
- Toch geloof ik je.
- Ik ben geneigd om je te geloven.

Her nasılsa sana inanıyorum.

- Ik geloof dat ik het heb verstaan.
- Ik geloof dat ik het heb begrepen.

- Sanırım anladım.
- Sanırım anlıyorum.

- Geloof mij. Ik word een nieuwe mens.
- Geloof mij. Ik word een nieuwe man.

İnanın bana. Ben yeni bir adam olacağım.

- Ik geloof dat je een leugenaar bent.
- Ik geloof dat je een leugenares bent.

Bir yalancı olduğunu düşünüyorum.

Stel je dan voor en geloof

içinize temiz,berrak bir ışık aldığınızı

Dat gaat tegen mijn geloof in.

O benim inançlarıma ters düşüyor.

Ik geloof dat hij hierheen komt.

Onun buraya geldiğine inanıyorum.

Ik geloof dat Elvis nog leeft.

Elvis'in hâlâ hayatta olduğuna inanıyorum.

Ik geloof dat je je vergist.

Yanıldığını düşünüyorum.

Daar geloof ik geen woord van.

Bunun bir kelimesine bile inanmıyorum.

Waarom geloof jij niet in God?

Neden Allah'a inanmıyorsun?

Ik geloof niets wat Tom zegt.

Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.

Ik geloof dat ik gelijk heb.

- Haklı olduğuma eminim.
- Haklı olduğuma inanıyorum.

Geloof haar niet, ze vertelt leugens.

Ona inanmayın, o yalan söyler.

Geloof je je eigen ogen niet?

Kendi gözlerine inanmıyor musun?

Het is, geloof ik, twee uur.

Sanırım saat iki.