Examples of using "Geloof" in a sentence and their turkish translations:
İnan.
İnan bana!
Size inanıyorum.
İnan bana.
Ben size inanıyorum.
İstediğine inan.
- Sana inanıyorum.
- Size inanıyorum.
Kendine inan.
Ben Ken'e inanıyorum.
Size inanıyorum.
- Ona inanma!
- Ona inanmayın.
bu da şu inancımı güçlendirdi;
Hemen inanmayın. Teyit edin.
Allah'a inanıyor musun?
Buna inanmıyorum.
- Ben Tanrı'ya inanıyorum.
- Ben Allah'a inanıyorum.
- Allah'a inanıyorum.
Büyüye inanır mısın?
- Sana inanmıyorum.
- Ben size inanmıyorum.
UFO'lara inanır mısın?
Ben her zaman sana inanırım.
Adalete inanın!
Buna inanmıyorum.
Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?
Perilere inanıyor musunuz?
İnanç dağları kımıldatabilir.
- Ben büyüye inanıyorum.
- Ben sihire inanırım.
Neden ona inanıyorsun?
- Mucizelere inanır mısın?
- Mucizelere inanır mısınız?
Sen hâlâ Tom'a inanıyor musun?
Neden Tom'a inanıyorsun?
- Hayaletlere inanırım.
- Hayaletlere inanıyorum.
Ona kesinlikle inanıyorum.
Ben buna dürüst olarak inanıyorum.
Hala buna inanmıyorum.
Durum böyleyken tüm kalbimle inanıyorum ki
Öyle sanıyorum ki bunun sebebi
Hayaletlerin var olduğunu düşünüyorum.
- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.
Kadere inanıyor musun?
Tanrıya inanmıyorum.
Onun dediğine inandın mı?
Herhangi birinize inanmıyorum.
- Niçin bana inanmıyorsun?
- Neden bana inanmıyorsunuz?
- Bana inansana.
Hıristiyanlığa inanıyorum.
Artık ona inanmıyorum.
- Paskalya tavşanının varlığına inanıyor musun?
- Paskalya tavşanına inanıyor musun?
O hikayeye inanmıyorum.
Gerçekten çok inanmıyorum.
Ben karmaya inanmam.
Efsanelere inanıyor musun?
Sihire inanmam.
Ben sadece sana inanmıyorum.
Bayıldığımı düşünüyorum.
Uzaylılara inanır mısın?
Gerçekten hayaletlere inanır mısınız?
Ben bu öğretim yöntemine inanıyorum.
Uzaylıların var olduğuna inanıyorum.
Ben de buna inanmıyorum.
Bunun doğru olduğuna inanmıyorum.
Her nasılsa sana inanıyorum.
- Sanırım anladım.
- Sanırım anlıyorum.
İnanın bana. Ben yeni bir adam olacağım.
Bir yalancı olduğunu düşünüyorum.
içinize temiz,berrak bir ışık aldığınızı
O benim inançlarıma ters düşüyor.
Onun buraya geldiğine inanıyorum.
Elvis'in hâlâ hayatta olduğuna inanıyorum.
Yanıldığını düşünüyorum.
Bunun bir kelimesine bile inanmıyorum.
Neden Allah'a inanmıyorsun?
Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.
- Haklı olduğuma eminim.
- Haklı olduğuma inanıyorum.
Ona inanmayın, o yalan söyler.
Kendi gözlerine inanmıyor musun?
Sanırım saat iki.