Translation of "جمال" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "جمال" in a sentence and their turkish translations:

- هي مع جمال.
- إنها مع جمال.

O Jamal'la birlikte.

لنذهب يا جمال.

- Hadi, Jamal.
- Gidelim, Jamal.

يجبها جمال كثيرا.

Jamal ona tapıyor.

أين ذهب جمال؟

Jamal nereye gitti?

انتظر يا جمال.

Jamal, bekle.

هل أخبرت جمال؟

Jamal'e söyledin mi?

سأخبر جمال غدا.

Yarın Jamal'a söyleyeceğim.

هل رأيت جمال؟

Jamal'ı gördün mü?

- جمال عند موعد مع عميد الجامعة.
- جمال عنده موعد مع عميد الكلّيّة.
- لدى جمال موعد مع عميد الجامعة.
- لدى جمال موعد مع عميد الكلّيّة.

Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.

لقد وعدت يا جمال.

Bir söz verdin, Jamal.

نحن هنا يا جمال.

Buradayız, Jamal.

هو محق يا جمال.

O haklı, Jamal.

يشعر جمال بتحسن طفيف.

Jamal kendini biraz daha iyi hissediyor.

عاد جمال في المساء.

Jamal akşam eve geri geldi.

كل هذا بفضل جمال.

Bunun hepsi Cemal sayesinde.

أنا حقّا أفتقد جمال.

Gerçekten Jamal'ı özlüyorum.

جمال؟ ماذا يفعل هنا؟

Jamal mı? O burada ne yapıyor?

أخبرني بذلك يا جمال.

Bana ondan bahset, Jamal.

أعطني يدك يا جمال.

Bana elini ver, Jamal.

لا تشكِ يا جمال.

Şikayet etme, Jamal.

لم يقل جمال شيئا.

Jamal hiçbir şey söylemedi.

أعطِني إيّاه يا جمال.

Onu bana ver, Jamal.

- لم أنت هنا يا جمال؟
- ما سبب وجودك هنا يا جمال؟

Neden buradasın, Jamal?

عندما يكون لديهم جمال هائل

muazzam güzellikleri varken

هل رأيت هذا يا جمال؟

Şunu gördün mü, Jamal?

لا شك أن هذا جمال.

O, Jamal olmalı.

أعلم ما تعنيه يا جمال.

Ne demek istediğini biliyorum, Jamal.

قمتَ بعمل جيد يا جمال.

İyi bir iş yaptın, Jamal.

فقد جمال السيطرة على أعصابه.

Jamal duygularını kontrol edemedi.

سيأتي جمال و سارة اليوم.

Jamal ve Sarah bugün geliyorlar.

انتظر إلي الآن يا جمال.

Şimdi beni izle, Jamal.

ماذا سنفعل الآن يا جمال؟

Şimdi ne yapmamız gerek, Jamal?

ماذا تفعل هنا يا جمال؟

Jamal, burada ne yapıyorsun?

لا تخبر جمال من فضلك.

Lütfen Jamal'e söyleme.

إذا بحثتم اليوم عن كلمة "جمال،"

Bugün "güzellik" kelimesini ararsanız,

علي أن أخبر جمال بما سمعته.

Jamal'a ne duyduğumu söylemeliyim.

يريد جمال أن يكون مركزا للاهتمام.

- Jamal dikkat merkezi olmak istiyor.
- Jamal ilgi odağı olmak istiyor.

تنقل جمال إلى القاهرة مع صديقته.

Jamal yeni kız arkadaşı ile Kahire'ye taşındı.

وصل جمال و سارا إلى القاهرة.

- Jamal ve Sarah Kahire'ye geldiler.
- Jamal ve Sarah, Kahire'ye ulaştılar.

جمال يسيّر حركة المرور في التّقاطع.

Jamal kavşakta trafiği yönlendiriyor.

دائما ما يتصرف جمال بلطف معي.

Jamal her zaman bana karşı çok kibardır.

ماذا علي أن أفعله يا جمال؟

Ne yapmam gerekiyor, Jamal?

على جمال أن يعود للمنزل الآن.

Jamal şimdi eve gitmek zorunda.

هي ستخدع جمال عاجلا أم آجلا.

Er ya da geç, o, Jamal'a ihanet edecek.

بإمكان جمال أن يموت من أجلها.

Jamal onun için ölürdü.

إنه أنا، جمال. اتصل بي مجددا.

Benim, Jamal. Beni geri ara.

"لقد جئت لزيارة جمال." "تفضّل بالدخول."

"Jamal'i görmeye geldim." "İçeri gel."

لقد طُرِد جمال من ورشة البناء.

Jamal şantiyeden kovuldu.

يبدو جمال قويا جدا و محترفا.

Jamal çok güçlü ve profesyonel görünüyor.

لا يريد جمال أن يعلم هذا.

Jamal o konuyu bilmek istemiyor.

كانت ليلى امرأة ذات جمال ساحر.

- Leyla büyüleyici bir kadındı.
- Leyla çekici bir kadındı.

هاه صنع الرجال أيضا جمال مثل هذا

ha adamlar şöyle bir güzellik de yapmış

هل أنتَ جمال صادق؟ أنا من محبّيكَ.

Jamal Sadiq siz misiniz? Ben büyük bir hayranım!

أنت ذكي جدا يا جمال. تعرف كل شيء.

Sen çok akıllısın, Jamal. Her şeyi biliyorsun.

لنذهب للمستودع و نرى إن كان جمال هناك.

Garaja gidip Jamal'ın orada olup olmadığına bakalım.

لا يمكنني أن أفكّر في الحياة بدون جمال.

Jamal olmadan yaşamak düşünülemez.

لا أستطيع أن أستغني عن جمال بهذه البساطة.

Sadece Jamal'den vazgeçemem.

جمال سفّاح خطير. دائما ما يتورّط في مشاكل.

Jamal tehlikeli bir haydut. Her zaman başı beladadır.

أثار هذا الصبي إعجاب أولئك الذين رأوا جمال الملاك

Bu çocuk meleğin güzelliği görenleri hayran bıraktı

أريد ان أكون رجلا ذكيا مثل جمال عندما أكبر.

Büyüdüğümde Jamal gibi akıllı bir adam olmak isterim.

"لم أرى جمال منذ الليلة الماضية." "هذا لا يفاجؤني."

"Dün gece Jamal'dan haber almadım." "Şaşırtıcı değil."

إنّ الطّبيب الوحيد الذي في الخدمة هو جمال صادق.

Görevde olan tek doktor Jamal Sadiq'tır.

ولكن جمال ، الهواء المتنفس هو فعلياً فقط خمسة لسبعة اميالٍ،

fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,

ليس من عادة جمال أن يختفي بدون أن يقول شيئا.

Jamal için hiçbir şey söylemeden kayıp olmak alışılmadıktır.

"إنّ جمال ليس قدّيسا." "بالرّغم من ذلك، أنا أثق به."

"Jamal aziz değildir." "Buna rağmen ona güveniyorum."

لا أعتقد أنه كان لديها صديق آخر بعد أن فارقت جمال.

Jamal'den sonra onun başka bir erkek arkadaşı olduğunu sanmıyorum.