Examples of using "أحدهم" in a sentence and their turkish translations:
Ön kapıda birisi var.
Birisi pencereyi kapatacak.
Birisi cüzdanımı çaldı.
Biri benim bavulumu çaldı.
gözüne kestireceksin,
Biri seni arıyor.
Birisi polis çağırdı mı?
- Size telefon var.
- Telefonunuz var.
Birisi sizi üst katta bekliyor.
Fadıl için bekleyen biri vardı.
Birisi sağımda çimleri biçiyor
12 kez hayır denmiş.
Hele şükür biri beni ciddiye aldı.
Seni birisiyle konuşurken mi duydum?
Biri nihayet 911'i aradı.
fakat birilerinin bedelini ödemesi gerek.
Sanki biri iğne sokmuş gibi oldu... Tak!
- Biri seni gözlüyor.
- Biri sizi gözlüyor.
- Birisi sizi izliyor.
Birisi bize yapamayacağımızı söyleyinceye kadar bunu yapmaya devam edeceğiz.
- Biriyle birlikte miydin?
- Biriyle miydin?
Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.
onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar,
Yemek sırasında İsa onlara içlerinden bir tanesinin ihanet edeceğini söylüyor
Sanki birisi şampanya şişesini
Okulu bıraktığım için biri benimle dalga geçtiğinde,
Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.
ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür
Eğer odada tek başına birini görürseniz
Birisi sizi arıyor.
Siz birinin değerlerinin ne olduğunu bilmiyorsanız
"Soult'un karakteri zor ve her şeyden önce egoist" diye yazdı biri, "
Ve biri önceki bir konuşmada limbik beyinden bahsetti.
Tüm aramalar doğrudan bana geliyordu. Aramalara ben yanıt veriyordum.
Eğer biri yeni, odadaki tek kişi
intiharı konuşmak bu fikri insanın kafasına yerleştirir.
Bir tanesi bir gün dedi ki, "Öğretmenim, bu bulutsu" dedi.
etmelerini yasaklayan kendi kodlarına sahip olan Jomsvikingler - örneğin bir tanesi başlarının kesilmesi için diz çökmeyeceğini söyledi, ayağa kalkmakta ve önden başlarının kesilmesinde