Translation of "يمر" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "يمر" in a sentence and their turkish translations:

‫تذكر أن الوقت يمر.‬

Unutmayın, zaman geçiyor.

يمر النهر تحت الرصيف

pramit'in altından nehir geçiyor

يمر خلال أيديكم، هكذا تمامًا.

aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.

العالم كله يمر بأزمة كبيرة

Tüm dünya büyük bir kriz yaşıyor

يمر خلال النهر عبر جسر عائم.

nehrin karşısına geçebiliyor.

‫نشاطها الزائد لا يمر مرور الكرام.‬

Bu coşkun enerji birinin gözüne takılıyor.

نجم واحد يمر خارج سحابة الشمس

bu oort bulutunun dışından geçen bir tane yıldız

في فهم الواقع الذي يمر به الطلاب.

öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.

هذا مؤشر ضوء الليزر يمر من خلاله.

Lazerimiz doğrudan içinden geçiyor.

‫قليل من النسيم يمر عبر الأشجار المتلاصقة.‬

Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.

‫وكل هذا النشاط...‬ ‫لا يمر بلا ملاحظة.‬

Tüm bu faaliyet de... ...gözlerden kaçmaz.

وقال: أثناء سيرك بالطريق، يمر أمامك أشخاص، ستصوب

Yolda yürürken, karşından insanlar geliyor, onlardan birini

كائن من يكون الذي يمر يجب ان لاتفتح له الباب

Kim uğrarsa uğrasın, kapıyı açmamalısın.

هل يمر الوقت؟ أو يتوقف الزمن ، هل نتقدم في الوقت المناسب؟

Zaman akıp gider mi? Yoksa zaman duruyor biz mi zamanda ilerliyoruz?

يمر مزيد من الوقت، وأرى أن ليس لدي أي خير من بلش،

Aradan bir zaman daha geçiyor; baktım bana peluşlardan bana hayır yok,

ما يمر بعقل أحد السياسيين يعد أقل مما كان يجول في رأسي.

bir siyasetçinin başından geçenler az daha benim başımdan da geçiyordu.

لم يمر يوم واحد حتى وصل القرطاجيون أخيرًا إلى الأمان على الجانب الآخر من المضيق

1 gün kadar sürmeden sonra Kartacalılar sonunda güvenli tarafa , geçidin diğer tarafına geçmişlerdi.

‫رضيع، لم يمر على ولادته إلا بضعة أسابيع...‬ ‫عرف أخيرًا أشكال مصدر الأصوات‬ ‫التي سمعها في الأدغال.‬

Sadece birkaç haftalık bir bebek bu. Ağaçların arasından duyduğu sesler sonunda gözünde somutlaşıyor.

‫لذا قد يمر الناس بجانب الشعاب المرجانية‬ ‫ويقفون على واحد من هذه الحيوانات‬ ‫التي تحاول الاختباء‬ ‫من الحيوانات المفترسة خلال النهار.‬

yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.