Examples of using "مرور" in a sentence and their turkish translations:
ve zamanla, hem ekranda hem de ekran haricinde
Bir trafik kazasında bacağım kırıldı.
ışığın yansımaları.
ama hikâye yayımlanana kadar
Bu coşkun enerji birinin gözüne takılıyor.
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
Zaman geçtikçe ve başarım arttıkça
Bu yolda kendime çok değerli dersler çıkardım.
isterseniz birde şifre de belirleyebiliyorsunuz
Zamanla ve yavaş yavaş daha iyi oldum.
Benim görevim onu gelecek nesillere bırakmak
ve sayısız şirket gezip
Sami, 32 yaşındaki bir trafik polisiydi.
İntikam ve şiddet uzun dönemde aşırılık sorununda işe yaramaz.
Zaman geçtikçe Eyyübileri tahttan indirdiler ve Memlük Sultanlığını kurdular
Yine de birkaç Polisi'nden biriydi parlak ve akıllı ajanda,
Bir diğer tanım şeklide şöyle söyleyebiliriz. Hareketle zamanın geçişi sırasında temel bir bağlantı vardır.
Bugün hala daha esprilere konu olan Da Vinci'nin şifresi muhabbeti o dönemlerde yaptığı bir eserle ortaya çıktı