Translation of "يفعل" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "يفعل" in a sentence and their turkish translations:

لن يفعل أحد.

hiç kimse inanmaz.

لكنه لم يفعل.

Ama yapmadı.

الجميع يفعل ما هو ، لكن هذا الرجل يفعل ذلك

Herkes ne iş olsa yapar abi ama bu adam hakkaten yapıyor

كما يفعل الكثير منّا.

ben de saklanmayı seçerdim.

هل يفعل ذلك اليوم؟

acaba bugünküler yapabiliyor mu?

ماذا يفعل المجال المغناطيسي

manyetik alan ne işe yarıyor

ماذا يفعل الآن توم؟

Tom şimdi ne yapıyor

ماذا يريد أن يفعل؟

Ne yapmak istersin?

لن يفعل توم ذلك.

Tom onu yapmayacak.

جمال؟ ماذا يفعل هنا؟

Jamal mı? O burada ne yapıyor?

لم يفعل فاضل شيئا.

Fadıl hiçbir şey yapmadı.

مثل ما يفعل المبنى بالمناسبة.

Tıpkı binanın kendisi gibi.

لم يفعل أي شيء لفترة،

bir süre hiçbir şey yapmadı,

عندما نسأل ماذا يفعل المفتاح

Anahtarı da ne yapıyordur diye sorduğumuzda

ماذا كان يفعل في أمريكا

Amerika'da ne işi vardı ki

ألا يفعل هذا الصديق لنا؟

işte o arkadaşımız bize şunu yapmıyor mu?

يريد أن يفعل ذلك معًا

Beraber yapmak istiyor üstelik

رجلاً عاقلاً لن يفعل هذا.

Aklı başında biri bunu yapmaz.

ماذا يفعل توم في غرفته؟

Tom odasında ne yapıyor?

ماذا يفعل اللحم المفروم هنا؟"

Burada kıyma ne gezer?'' demiş.

قرّر فاضل أن يفعل شيئا.

Fadıl harekete geçmek zorunda olduğuna karar verdi.

إذن ماذا كان يفعل في أمريكا؟

Peki Amerika'da ne işi vardı değil mi?

ماذا يفعل البراميت على كوكب المريخ؟

Mars'ta pramit'in ne işi varki

من يستطيع أن يفعل ما لنا؟

bize kim ne yapabilir ki?

ماذا يمكن للإنسان أن يفعل ذلك

insanoğlu buna ne yapabilir ki

توم لم يعرف ماذا يفعل أولا.

Tom ilk önce ne yapacağını bilmiyordu.

متأكد أن توم لن يفعل ذلك.

Tom'un onu asla yapmayacağından eminim.

متى حاول توم أن يفعل ذلك؟

Tom onu ne zaman yapmayı denedi?

أي نوع من الأشخاص اللطيفين يفعل هذا؟

Nasıl bir insan bunu yapar ki?

فهو يفعل شيئًا مفيدًا جدًا في حياتي

hayatımda çok faydalı bir iş yapıyor,

فماذا يفعل هذا المذنب في سحابة أورت؟

peki bu kadar kuyruklu yıldızın oort bulutunda ne işi var?

هل يفعل الزلزال الثور الذي نقف عليه؟

Depremleri de üstünde durduğumuz boğa mı yapıyormuş bari

شخص ما يفعل ذلك ، نحن ننظر فقط

Birileri yapar biz sadece bakarız

يفعل النمل ذلك أيضًا لكنهم لا يأكلون

işte karıncalar da bunu yapıyor fakat yemiyorlar

ذاك الشخص لا يريد أن يفعل شيئا.

O kişi bir şey yapmak istemiyor.

ربما توم يستطيع أن يفعل شيئاً للمساعدة.

Belki Tom yardım için bir şey yapabilir.

أنتَ لستَ أول من يفعل هذا الخطأ.

Bu hatayı yapan ilk kişi değilsin.

أتريد حقا من توم أن يفعل ذلك؟

Gerçekten Tom'un bunu yapmasını istiyor musun?

متأكد أن توم لن يفعل شيئا كهذا.

Tom'un öyle bir şey yapmayacağından eminim.

ولكن ماذا يفعل، يجمع ممثلي المعلمين ويقول لهم...

Ama ne yapıyor, öğretmenlerin temsilcilerini topluyor ve diyor ki --

مذهل كيف يستطيع هذا العضو أن يفعل ذلك.

Böyle bir organın bunu başarması cidden mükemmel bir şey.

فيروس بطل كمال الاجسام لا يفعل شيئا لي

Vücut geliştirme şampiyonu bana virüs hiçbir şey yapmaz ya

حاولت أن أجعل تشارلز يساعدني لكنه لم يفعل.

Charles'ı bana yardım ettirmeye çalıştım fakat o etmedi.

توم عليه أن يسأل ماري عن ماذا يفعل.

Tom onu nasıl yapacağını Mary'ye sormalı.

‫ونفعل مثلما يفعل إنسان الغابة،‬ ‫ونخيّم في أعلى الشجرة،‬

orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız

هنا يريد أن يفعل جهاز كمبيوتر في ستيف جوبز

İşte Steve Jobs'da bilgisayar yapmak istiyor

ماذا كان عليه أن يفعل؟ أرسلت أرسلت السيرة الذاتية.

Mecburen ne yaptı? Hazırladı CV'yi gönderdi.

إذن ما هو المنطق الرئيسي لـ Google؟ ماذا يفعل؟

Peki Google'ın ana mantığı ne?Ne yapıyor?

وآمل أن يفعل كل واحد منكم ذلك أيضًا بطريقته الخاصة.

umarım her biriniz de kendi yöntemlerinizle böyle yaparsınız.

نحن نعلم أنه يفعل ويوزع أشياء مثل لقاحات القمح والحمص

buğday ve nohut aşı gibi şeyler yapıp dağıttığını biliyoruz

- ماذا يفعل ابنك في ألمانيا؟
- ماذا يصنع ولدك في ألمانيا؟

Oğlun Almanya'da ne yapıyor?

- يقوم توم بما يُطلب منه.
- يفعل توم ما يُطلبُ منه.

Tom ondan isteneni yapar.

توم يعلم تماما أنه لا ينبغي عليه أن يفعل هذا.

- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle biliyor.
- Tom onu yapmaması gerektiğini kesinlikle bilir.

وإن لم نُجبر على أن نتعاطف، فإن معظمنا للأسف لن يفعل.

Ve empati kurmak zorunda kalmazsak maalesef çoğumuz empati kurmuyor.

ولا أحد يمكنه أن يفعل أكثر مما فعلتم للشخص الذي تحبونه.

ve hiç kimse sevdiği biri için daha fazlasını yapamaz.

ولكن من يفعل أي نوع من الصداقة لا يهم أي شخص

ama kimin kimle nasıl bir dostluk yaptığı da kimseyi ilgilendirmez

وفي الوقت نفسه ، لا يمكن للنحل أن يفعل أي شيء للنمل.

bu arada arılar karıncalara hiçbir şey yapamazlar.

وماذا يفعل هذا هو أن أي شخص يمكنه مراقبة تقدم الجرح،

Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve

- على المرء أن يجتهد.
- على المرء أن يفعل كلّ ما بوسعه.

Bir insan elinden geleni yapmalıdır.

‫كنت جئت في نهاية الأحداث كلها.‬ ‫تفكّر قائلًا:‬ ‫"ماذا يفعل هذا الحيوان بحق السماء؟"‬

Büyük bir olayın son anını yakalamıştım. "Bu hayvan ne yapıyor?" diyorsun.

اذا فأي شخص يعمل عكس هذا أو لا يستطيع أن يفعل أي من هذه الأمور

yapmayan ya da yapmak için başka yollar bulanlar