Translation of "الرجل" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "الرجل" in a sentence and their turkish translations:

يقول الرجل

Adam diyor ki

- تكلم الرجل بصوت خافت.
- تحدث الرجل بصوت منخفض.

Adam alçak sesle konuştu.

- قتل ذلك الرجل.
- لقد قام بقتل ذاك الرجل.

O, o adamı öldürdü.

هذا الرجل قالها.

Bu adam söylemiş.

الرجل والمرأة مختلفين.

Erkekler ve kadınlar farklı.

الرجل: آه، عظيم.

Adam: Evet, harika.

مثل الرجل الخمسيني

tıpkı 50 yaşlarındaki adamın

الرجل رقم 100

100 numaralı adam

قال الرجل القديم

Antik Adam demiş ki

شخص لهذا الرجل

Biri bu adama

كان الرجل يحتضر.

Adam ölüyordu.

لقد طارده الرجل.

Kovalamış adam.

هذا الرجل طبيبٌ.

Bu adam doktordur.

ماذا يقول الرجل؟

Adam ne söylüyor?

من ذاك الرجل؟

- Bu adam kim?
- Bu adam kimdir?

هذا الرجل كريم

Bu adam çok cömert.

رأيت الرجل يقفز.

Adamın atladığını gördüm.

هذا الرجل يتحدث بشكل سخيف ، هذا الرجل يتحدث خطأ

çok saçma konuşuyor, yanlış konuşuyor bu adam

وهذا الرجل اللطيف والحنون

Bu nazik ve anlayışlı adam

والتقينا بهذا الرجل الصغير.

ve bu küçük adamla tanıştım.

‫ولكن ليس هذا الرجل.‬

Ama bu adam için öyle diyemeyiz.

لا يحب هذا الرجل

bu adamı sevmiyor

لذلك الرجل نظيف للغاية

yani adam biraz haddinden fazla temiz

كان هذا الرجل عبقريًا

Bu adam bir dahiydi

عاش الرجل العجوز وحده.

Yaşlı adam tek başına yaşadı.

سقط الرجل على الأرض.

Adam aniden yere düştü.

سرق الرجل حقيبة يدي.

Adam benim cüzdanımı soydu.

لبس الرجل قناع نمر.

Adam bir kaplan maskesi taktı.

فقد الرجل الأمل كلياً.

- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.

قطة؟ تساءل الرجل العجوز.

"Kedi? ", yaşlı adam merak etti.

الرجل العجوز لطيف للغاية.

Yaşlı adam çok nazik.

قال الرجل "حسنًا." وخرج.

Adam da ''Tamam.'' demiş, dışarıya çıkmış.

هل يغذى الرجل القط؟

Adam kediyi besliyor mu?

هذا الرجل لديه حصان.

Bu adamın bir atı vardır.

هذا الرجل يأكل الخبز.

Adam ekmek yiyor.

الرجل الفقير يأكل عندما يستطيع ولكن الرجل الغنى يأكل عندما يريد

Fakir bulabildiğinde, zengin canı istediğinde yer.

هذا الرجل كان يقرأ كثيراً.

Bu adam çok kitap okuyan bir adamdı.

المراعاة ليس من صفاة الرجل.

Saygı göstermek muteber bir erkek niteliği değil.

هذا الرجل غواص مياه عميقة.

Buradaki adam bir dalgıç.

أعرفُ بأن الرجل يفضل الموت

Bir erkeğin, başkasının kalbini

ذاك الرجل المتوحش صاحب السراويل...

Kovboy kostümlü o vahşi adam...

فلماذا لا يحب هذا الرجل

peki bu adam neden sevilmiyor

تخيل هذا الرجل كل يوم

düşünün ki bu adam her gün

أراد هذا الرجل الإقلاع أيضًا

işte bu adam da çıkarmak istedi

يحارب على الحصان مثل الرجل

Tıpkı bir erkek gibi atın üzerinde savaş veriyor

مستوى ذكاء الرجل يساوي العمر

Adamın IQ seviyesi ile yaşı eşit

الرجل الذي كان يمسك شعره.

, saçını tutan adamın ellerini keser .

انتبه، ذاك الرجل معه مسدس.

Dikkat et, adamın silahı var.

وقع الرجل العجوز على الأرض.

Yaşlı adam yere düştü.

تحدث إليّ الرجل العجوز بالفرنسية.

Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.

استمر الرجل بالكلام لمدة ساعة.

Adam bir saat konuşmaya devam etti.

الرجل الطويل خرج من البيت.

Uzun boylu adam evden çıktı.

صوب الرجل مسدساً نحو المحققين.

Adam bir silahı dedektife doğrulttu.

جاع الرجل العجوز حتى الموت.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

نظرة تساؤل: من هذا الرجل،

kimdi bu diye,

ذلك الرجل لديه فم كريه.

- O adam çok küfürbazdır.
- O adamın bozuk bir ağzı var.

ذلك الرجل لديه ديون كثيرة.

O adamın çok borçları var.

سوف أتحدث عن هذا الرجل هنا؟

Konuyu, tam buradaki adama getireceğim.

لما ادّعى هذا الرجل هذا الكلام؟

Bu adam neden böyle bir iddiada bulunuyor?

الرجل الذي طالما أردت أن أكونه،

her zaman olmak istediğim gibi bir adam,

لأنه لا أحد يحل محل الرجل

kimsenin adam yerine koymaması yüzünden

دعنا نأتي إلى فيلم الرجل الضاحك

gelelim gülen adam filmine

هذا الرجل يعمل على تلفزيون فوكس

bu adam da Fox TV de çalışıyor

مقدم الأخبار ياهو هذا الرجل ياهو

yahu haber sunucusu bu adam yahu

قال هذا الرجل في الوقت المناسب

bu adam zamanında şunu da söylemişti

جسديا هو أضعف قليلا من الرجل

Fiziksel olarak da erkeğe göre birazcık daha güçsüzdür

اصطدمت سيارة بهذا الرجل فور ظهورها.

Ortaya çıktıktan hemen sonra ise bir araba çarpıyor bu adama

أنت الرجل الذي كنت أبحث عنه.

Aradığım adamsın.

الرجل الذي يقف هناك هو أبي.

Orada duran adam benim babamdır.

الرجل الذي يجلس هناك مغن شهير.

Orada oturan adam ünlü bir şarkıcıdır.

مات الرجل العجوز من شدة الجوع.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

هرب الرجل بعد أن رأى الشرطي.

Adam polisi görünce kaçtı.

بعد لحظة، دخل الرجل الى الغرفة.

Bir süre sonra adam odaya girdi.

لقد أنقذ ذاك الرجل الشجاع حياتي.

Oradaki cesur adam, hayatımı kurtardı.

الرجل الذي اتحدث عنه، يكون معلمي.

Kendisinden bahs ettiğim adam, benim öğretmenimdir.

هذا الرجل قالها، لماذا لا توجد عندك.

Bu adam söyledi işte. Sende niye yok?

هو عضو الرجل، والجزء الذي يتمّ اختراقه.

temas ederek seks yapıyorlar.

‫نحن الآن ملتزمون بـ"مرتكز الرجل الميت".‬

Tamam, şimdi bu Ölü Adam Çapası'na kendimizi bağladık.

أخذت بيد الرجل. أعلى رأسي المنفجر بعيداً.

Adamın elimi tuttum, kafamın üstü uçtu gitti,

وكأنها تسلمُ من الله إلى الرجل تمامًا.

cidden Tanrı'nın insanlara bıraktığı bir şey.

تظاهرتُ لأكون الرجل القوي عندما شعرتُ بالضعف،

Zayıf hissettiğimde güçlüymüş gibi yaptım,

حقا هذا الرجل جيد جدا في ذلك

gerçekten bu konuda bu adam çok iyi

فجأة ظهر هذا الرجل على شاشة التلفزيون

bir anda bu adam televizyonda

الآن أنت جميعًا تدعوني بهذا الرجل مجنون

şuanda hepiniz bana bu adam kafayı yedi diyorsunuz

إما أن يقوم الرجل ببناء قبر لنفسه

ya adam kendisi için mezar yaptırıyor

لم يكن الرجل بحاجة إلى سبب للطلاق

erkeğin boşanması için bir sebebe ihtiyacı yoktu

لم يدرس هذا الرجل في أفضل الجامعات

en iyi üniversitelerde de okumadı ki bu adam

يمكن لهذا الرجل الخروج من هذا الوضع

Bu adam bu durumdan kurtulabilmek için

بدأ النظر بعد هذا الساعة ، هذا الرجل

Bu saatten sonra dikkate alınmaya başlanıyor bu adam

ثم أنت تعرف ماذا يحدث لهذا الرجل؟

Daha sonra bu adama ne oluyor biliyor musunuz?

وهناك رسالة من فيلادلفيا حول هذا الرجل

Ve bir de Philadelphia'dan yazılmış bir mektupta var bu adamın üzerinde

هذا الرجل المشاغب أدلى أيضًا ببيانات إسلامية

bu yaramaz adam bir de üzerine islamafobik açıklamalarda da bulundu

أنا الرجل الذي يحصل عليه لإنقاذ العالم ".

Ben dünyayı kurtarmak için bunu yapan adam benim. '

أذكر أني قابلت ذلك الرجل من قبل.

O adamla daha önce tanıştığımı hatırlıyorum.

- هل تعرف ماذا يعني عندما يهدي الرجل المرأة خاتماً؟
- هل تعرف ماذا يعني عندما يعطي الرجل المرأة خاتماً؟

Bir erkek bir kadına bir yüzük verirse bunun ne demek olduğunu biliyor musun?

ولكن بعد سنتين أو ثلاث أصبحت الرجل الأول.

ama 2-3 yıl sonra bir numaralı adam olmuşsun artık.

هذا الرجل من أكبر القادة التي رأتهم الدنيا.

Bu adam, dünyanın görüp gördüğü en büyük liderlerden biri.

الرجل الذي يمكنه الوقوف في غرفة مليئة بالغرباء

bir oda dolusu yabancının karşısında durabilen

لأنني لا أريد فقط أن أكون الرجل الطيب.

çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.

إلى الرجل الذي أمكنه حشد المئات أو الآلاف.

yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.