Translation of "وهم" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "وهم" in a sentence and their turkish translations:

وهم متحمسون جداً.

ve çok heyecanlanıyorlar.

وهم النساء والأطفال.

kadınlar ve çocuklardır.

وهم أيضا لنا

ve onlar üstelik bizim için

أو ربما هذا وهم؟

Ya da belki, bu bir illüzyon mu?

وإذا كان مجرد وهم،

Ve eğer bu bir illüzyonsa

وهم يملكون الكثير منها.

Onlar buna miktarda sahipler.

وهم يستحقون هذا الاهتمام.

ve önemsenmeyi hak ediyorlar.

وهم أيضا مخلوقات قديمة

ve bir o kadar da eski canlılardır

وهم تائهون بالنسبة لنا جميعاً،

ama acı çeken, tek başına acı çeken

فيمكنني تصور بعض الناس وهم

Buradaki bazı insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorum

وهم يشغلون مكتب براءات الاختراع.

Onlar da patent ofisini meşgul ettiler.

- تم القبض عليهم وهم يغفون .

- uyurken yakalandılar.

ليصيبكم بالعدوى وهم يمرون بجانبكم.

ne olması gerektiğini adım adım anlatayım.

أصوات الجميع وهم يغنون "موكتور، موكتور"

mekandaki herkesin "Moktor!Moktor!" diyen sesi.

بكل بساطة نحن الأخيار وهم الأشرار.

Biz iyi insanlarız, onlar kötü insanlar, bu kadar.

فغالبا ستحب مشاهدة الآخرين وهم يفعلونه

bu aktiviteyi gösteriş ve başarıyla yapan başkalarını da

وهم يدقون ناقوس الخطر بشأن مستقبلهم.

ve bunlar gelecekleri için alarm sinyalleri veriyorlar.

أننا جيدون بشكل أساسي وهم ليسوا

Biz doğuştan iyiyiz, onlar değil,

وهم يؤمنون بأنهم سيُعاملوا بكرامة وباحترام

insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı

حركة الشمس حول الأرض هي وهم.

Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.

تعلمون، أن ننظر للملاكمين وهم يقتلون بعضهم

hani gladyatörlerin birbirini öldürdüklerini izlemek gibi.

ينمو أولئك الأطفال وهم لا يحترمون ذواتهم

Bu çocuklar düşük öz saygı ile büyür

وهم لا يعرفون أنني كنت أتلاعب بهم.

onları manipüle ettiğimden bihaber olarak seçtiğini keşfettik.

وهم الضحايا الرئيسيون في كل الحروب الأهلية:

Tüm iç savaşların ilk kurbanları

مشيا على الأقدام، واقتلعوا الأوتاد وهم يتقدّمون.

diğerleri ise kazıkları yerden çekip yayan saldırmaya devam etti.

مُرتاحون وهم يتخذون قراراتهم بناءً على شعورهم.

içgüdüsel kararlar vermekte rahattırlar.

وعادةً ما تأتي للفلاسفة أفضل أفكارهم وهم بمفردهم.

Filozoflar çoğu zaman en iyi düşüncelerini tek başına düşünür.

وهم الأقل احتمالًا أن يتعلموا من التحذيرات بدقة

doğru bir şekilde öğrenenler olduğu anlamına geliyor.

وهم أيضًا يمتلكون احتمالًا أكبر للنجاح في وظائفهم.

Ayrıca kariyerlerinde başarılı olmaları daha olasıdır.

لغاتٍ غير اللغة العربية وهم الانجليزية والفرنسية والاسبانية

başarılı olmak için okullarında okudu, bir yönde okurken

وهم يساعدون أبناءهم كثيرًا على أداء واجبات الرياضيات المنزلية،

ve çocuklarına matematik ödevlerinde yardım eden ebeveynlerin çocukları

العديد منكم الآن يستمعون إلى وهم في وضع الطيار الآلي.

şu anda birçoğunuz beni otomatik pilotta dinliyorsunuz.

غالبًا، استمعت إلى جمهور من الناس، وهم على النقيض مني،

çoğunlukla, kendi farklı yollarıyla

قوات صدربعل هللوا الطاقم البحري وهم يغلقون المسافة للقاء الرومان

Hasdrubal'ın karada ki birlikleri donanma Roma gemileri ile olan mesafeyi kapattıkça neşeleniyor.

لم يستطع صدربعل فعل شيء سوى مشاهدة الرومان وهم يتابعون أسطوله

Hasdrubal bu esnada filosunu azimle kovalamakta olan Romalıları izleyebiliyor.

لا تطلبي أبداً أي شيء, أبداً أي شيء, لا سيما ممن هم أقوى منك, فهم أنفسهم سيعرضون, وهم أنفسهم سيعطون كل شيء!

Asla kimseden bir şey istemeyin! Asla bir şey istemeyin, özellikle de sizden güçlü olanlardan. Kendileri teklif erderler ve kendileri her şeyi verirler.

- البعض يقرأ الصحيفة و يشاهد التلفاز في آن واحد.
- بعض الناس يقرأون الصحيفة و يشاهدون التلفاز في وقت واحد.
- بعض الناس يقرأون صحيفة وهم يشاهدون التلفاز.

Bazı insanlar gazete okurlar ve aynı zamanda TV izlerler.