Examples of using "مخلوقات" in a sentence and their turkish translations:
Uzaylı numarası yapalım.
Kâbuslardan fırlama bir şey.
Biz hikâyelerin yaratıklarıyız.
yarasalar çok eski canlılardır
ve bir o kadar da eski canlılardır
Ama aralarında devler de vardır.
Burada, gündüzle özdeşleştirdiğimiz yaratıklar var.
Suyun başında başka devler de var.
...gerçekten de çok tuhaf gece yaratıklarının yaşam alanı.
diğer canlılardaki virüs kısıtla alandan kaynaklı
karıncaların öldüremeyeceği hiçbir canlı yok
sanki öyle bir anlattık ki sanki yarasalar çok kötü yaratıklarmış gibi
Belki de orangutanlar sandığımızdan daha gececidir.
Katil balinalar, okyanuslardaki en zeki ve sosyal yaratıklar arasındadır.
yinede etmiyorlar çalışkan yaratıklar sonuçta
Eğer biz insanlar basitçe bencil, çıkarcı varlıklarsak
Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA