Translation of "وصوله" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "وصوله" in a sentence and their turkish translations:

سجّل سامي وصوله.

Sami çekin yaptı.

- ماذا قال عن ميعاد وصوله؟
- متى قال أنه سيأتي؟

O, saat kaçta geleceğini söyledi?

في مايو ، ساهم أمر مربك للمارشال ناي في وصوله المتأخر إلى

Mayıs ayında, Mareşal Ney'e kafa karıştıran bir emir , Bautzen Savaşı'na geç gelmesine

‫بل أن وصوله إلى جلدك يمكنه ‬ ‫أن يتسبب لك فوراً في حروق وبثور.‬

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.

عند وصوله مع المشاة وحرصه على المعركة، أمر لونجوس الجيش بالانتشار في الضفة الغربية

Piyadelerin gelmesiyle ve savaşa istekli Longus ordusuna nehrin batısına pozisyon almalarını emrediyor.

- ما إن وصل إلى المطار حتى اتصل بمكتبه.
- بمجرد وصوله إلى المطار، قام بالإتصال بمكتبه.

Havaalanına gelir gelmez ofisini aradı.

‫بل أن وصوله إلى جلدك يمكنه ‬ ‫أن يتسبب لك فوراً في حروق وبثور.‬ ‫ولكن إن كانت هي عصي النار‬ ‫يمكنها أن ترطبك جيداً،‬

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır