Translation of "قال" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "قال" in a sentence and their turkish translations:

عندما قال

şöyle diyor:

لقد قال:

der ki;

قال العملاق.

dedi dev

وبعدها قال:

Sonra dedi ki

قال البقرة

demiş ki ulan inek

قال لقواته:

Askerlerine şöyle dedi:

قال حديثاً:

geçenlerde şöyle dedi,

ماذا قال؟

- O ne söyledi?
- O ne dedi?

مُعلمي قال مرة

Öğretmenimin bana sürekli söylediği bir şey var

كما قال الكاتب:

bütün deneyimsiz arkadaşlara şunu söylemek istiyorum:

عندما تأهبت، قال:

Tam gitmek için ayaklanmışken

والنادل قال: "موكتور،"

Barmen "Moktor" dedi,

قال: "لقد أحبوكِ،

Dedi ki, "Sana bayıldılar

ماذا قال أتاتورك؟

Atatürk ne dedi?

قال لشخص جيد

iyi bir insanı anlattı

قال لماذا لا

neden olmasın dedi

سبق أن قال

söylemişti bile çoktan

قال افعل شيئا.

dedi ki yahu yapın işte bir şeyler

قال البعض شيئا ؛

bazıları da şey dedi;

قال Tarker Sağlam

Tarker Sağlam demişki

قال الرجل القديم

Antik Adam demiş ki

قال وثلاث ابتسامات

Demiş ve üç tane de gülücük atmış

قال للشعب الإسباني:

İspanyol halkına şunları söyledi:

قال "لأنها موجودة".

'Çünkü orada' dedi.

قال: ثق بي.

- O, "bana güven" dedi.
- "Bana güven." dedi.

من قال هذا؟

Onu kim söyledi?

قال سامي لا.

Sami hayır dedi.

- ماذا قال عن ميعاد وصوله؟
- متى قال أنه سيأتي؟

O, saat kaçta geleceğini söyledi?

كما قال J.R. Tolkien ،

J.R.Tolkien'in dediği gibi

وفي نهاية حديثنا قال:

Ve konuşmanın sonunda,

لأن ماذا قال أسلافنا؟

çünkü atalarımız ne demiş?

أوه ، قال الجميع لرفعها

aman aman herkes kaldırsın dendi

قال! نقاط الضعف الزائفة

bahsedilen! sözde güvenlik açıkları

قال دعونا نستخدم البرنامج

verelim kullansınlar programı demiş

قال صديقنا Berkhan Ürk

Berkhan Ürk arkadaşımız demiş ki

كما قال ألبرت أينشتاين

Albert Einstein'ın dediği gibi

قال متابعنا المسمى Bat1

Yarasa1 isimli takipçimiz şunu söylemiş

كان هناك من قال

diyenler vardı ya

قال ترامب هذا للأسف

Trump bunu hüzünlü bir şekilde anlattı

قال توني: لا أعلم.

- "Bilmiyorum", dedi Tony.
- Tony, "bilmiyorum" dedi.

قال توم مبتسماً: "مرحباً".

- Tom gülümseyerek, merhaba dedi.
- Tom gülümseyerek "merhaba", dedi.

قال لي كل شيء.

O bana her şeyi anlattı.

قال الرجل "حسنًا." وخرج.

Adam da ''Tamam.'' demiş, dışarıya çıkmış.

قال سامي ذلك لليلى.

Sami onu Leyla'ya söyledi.

الشرطي قال لهم قفوا

Polis onlara "Dur" dedi.

- أتساءل لماذا قال توم ذلك
- أنا أتعجب لماذا قال توم ذلك

Tom'un neden onu söylediğini merak ediyorum.

إذا قال لك أي أحد ،

Örneğin biri şunu dediğinde:

أَطْرَقَ رودي طويلاً، ثم قال:

Rudy uzun bir süre sustu ve o hastalığın 15 yıl önce

ثم قال لي صديق طفولتي،

Sonra benim çocukluk arkadaşım bana dedi ki;

قرأها السيد سيفي ثم قال:

Seyfi Bey şöyle yapmış okuduktan sonra;

قال أحد المتنافسين، لم أقل.

Yarışmacının biri söyledi, ben olmadı dedim.

قال: "نعم، إن الإطار ضعيف."

"Senin bisikletin yapısı aşınmış o zaman."

قال: "لكنني أريد أن أتغير،

"Ama değişmek istiyorum

كما قال "فرانكلين بيرز آدمز"،

Franklin Pierce Adams'ın söylediği gibi,

قال الفيلم في المحاكمة سنوات

yıllar süren dava anlatıldı filmde

قال صديقنا المسمى İlhan Ozgoncu

İlhan Ozgoncu ismindeki arkadaşımız şunu söylemiş

قال صديقنا المسمى Bedirhan Canpolat

Bedirhan Canpolat isimli arkadaşımız demiş ki

قال جمهور يدعى Ignorant هذا

Cahil isimli bir izleyicimiz şunu söylemiş

قال أتباعنا جوخان أكديمير هذا

Gökhan Akdemir isimli takipçimiz şunu söylemiş

قال صديق مقرب ، ماذا تفعل؟

Yakın bir arkadaşım aradı dedi ki yobaz ne yapıyosun

قال أحمد بوراك ديميريل ذلك

Ahmet Burak Demirel demiş ki

قال صديق يدعى رفعت 58

Rıfat58 isimli bir arkadaşımız ise şunu söylemiş

قال إنني قادم من 2256

Diyordu ki ben 2256 yılından geliyorum

قال "لماذا لا أفعل ذلك؟"

Neden E-Posta da yapmayayım ki dedi.

- ماذا قال؟
- ما الذي قاله؟

- O ne söyledi?
- O ne dedi?
- Ne söyledi?

قال أنه اشترى سيارة مستخدمة.

O, ikinci el bir araba aldığını söyledi.

حصل ما قال أنه سيحصل.

- Olacağını söylediği şey oldu.
- Ne söylediyse oldu.

قال: "الآن عملنا في الصيدلية."

''Şimdi ki çalışmamız eczane çalışması.''dedi.

توم قال أنه يعرف ماري

- Tom Mary'yi bildiğini söyledi.
- Tom dedi ki, Mary'yi biliyormuş.

ماذا قال له مدير المدرسة؟

Müdür ona ne söyledi?

قال توم أنه تفاجئ حقا.

Tom gerçekten şaşırdığını söyledi.

"حسنًا" قال أينشتاين، "لقد تغيرت إجاباتهم."

''Cevaplar değişti.'' dedi Einstein.

قال السيد سيفي: لا يمكن هذا.

Seyfi Bey dedi ki; - Bunlar olmamış.

قال: "بم عليّ إخبارك؟ إنه مقعدي!"

"Siz laftan anlamıyor musunuz? O koltuk benim!"

قال: "كسر الإسطوانات يجب تفقده بانتظام."

Bizim genç, "Frenler düzenli ayarlama gerektirir." der

هذا اليوم، قال أبي أشياءً مهمةً.

babam çok değerli bir iki kelam etti.

قال: "باولا، أنا لا أفهم هذا،

"Paula bunu hala aklım almıyor

قال نكات رائعة وسأل أسئلة جيدة.

harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.

قال الخبير الاقتصادي 'هيرناندو دي سوتو'

Ekonomist Hernando De Soto şöyle söylüyor:

قال إنهم يلاحقون محتال مثل عارف.

Arif gibi bir düzenbazın peşine gidiyorlar dedi

قال هذا الرجل في الوقت المناسب

bu adam zamanında şunu da söylemişti

قال البعض شيء من هذا القبيل.

bazıları da şöyle bir şey söyledi;

قال الله اذهب و اذهب لحبك

Yürü git Allah aşkına demiş

قال إينيس دوغان إننا نشيد بالأمة

Enes Doğan milletçe alkışlıyoruz demiş

قال أحد متابعينا ، الذي يعرف الكثير

Çok seven bilir isimli bir takipçimiz şunu söylemiş

قال أتباعنا المسمى علي سويتك البضائع

Ali Soytürk isimli takipçimiz ise mal demiş

قال عندما توقف السيد عن الرسم

Ustanın resim çizmeyi bıraktığıda söylenir

قال إنها لن تكون بدون خريطة.

Haritasız olmaz dedi.

قال له: "تفضّل بالجلوس إذا سمحت".

O, "oturun, lütfen", dedi.

توم قال أنه قد يكون هنا

Tom burada olacağını söyledi.

قال لي، "بمجرد الخروج من هنا،

Bana dedi ki, ''Buradan çıkar çıkmaz

قال: "نعم، ستذهب وتُحرَج عن عمد."

''Evet, bilinçli bir şekilde gideceksin ve rezil olacaksın.'' dedi.

قال لابنه أن ينزل عن السلم.

Oğluna merdivenden inmesini söyledi.

قال توم بأنه رأى ماري البارحة.

- Tom dün Mary'yi gördüğünü söyledi.
- Dün Tom Mary'yi gördüğünü söyledi.

قال الدكتور ان لا احد يعرفه

Rosa, annesi ve kız kardeşi Sao Paulo'dadırlar.

قال توم بأنه لم يرى شيئا.

Tom bir şey görmediğini söyledi.

توم قال بماذا يريد هو دائما.

Tom bunun her zaman istediği şey olduğunu söyledi.

قال توم أنه يمكنه إدراك الحفلة.

Tom partiye yetişebileceğini söyledi.