Translation of "يتسبب" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يتسبب" in a sentence and their turkish translations:

مما يتسبب بضرر بالغ للعضو جراء نقص بنقل الأوكسجين.

ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu ciddi organ hasarı meydana geliyor.

فالانتحار شيء معقد ونادرا ما يتسبب به عامل واحد.

İntihar karmaşıktır ve nadiren tek bir etkene bağlanabilir.

الخالية من الاكسجين. كما يتسبب ذوبان الجليد السرمدي باطلاق

. Ayrıca, permafrostun erimesi büyük miktarlarda metan açığa çıkarır. Metan,

كما أن الإنتاج الحيواني يتسبب في خمسين بالمائة من تحمض المحيطات.

Okyanus asitlenmesi, yüzde elli oranda hayvancılık kaynaklı sebeplerle oluşuyor.

‫بل أن وصوله إلى جلدك يمكنه ‬ ‫أن يتسبب لك فوراً في حروق وبثور.‬

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar.

تم أسره من قبل ملكها المسيحي ، إيلا ، الذي قرر أن يتسبب في وفاة

düştü. Ünlü Viking'e korkunç bir ölüm vermeye karar veren Hıristiyan kralı Ella tarafından esir alındı

‫بمجرد أن يخترق جلدك،‬ ‫يمكنه أن يتسبب في حدوث بثور،‬ ‫ويمكنه أن يجعل يديك تنزفان،‬

Bu şey derime nüfuz ederse su toplamasına neden olabilir. Ellerinizi kanatabilir

‫بل أن وصوله إلى جلدك يمكنه ‬ ‫أن يتسبب لك فوراً في حروق وبثور.‬ ‫ولكن إن كانت هي عصي النار‬ ‫يمكنها أن ترطبك جيداً،‬

Derinize değmesi bile ani yanıklara ve su toplamalarına yol açar. Ama bunlar geyik boynuzuysa sıvı ihtiyacınızı karşılayacaktır