Translation of "معنا" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "معنا" in a sentence and their turkish translations:

- ابق هنا معنا.
- ابق معنا.

Bizimle burada kal.

تعال معنا.

Bizimle gel.

أقدر تعاونك معنا.

İşbirliğine minnettarım.

أذاهب أنت معنا؟

Bizimle gidiyor musun?

- أنتِ يمكنكِ أن تأتي معنا.
- أنتَ يمكنكَ أن تأتي معنا.

Bizimle gelebilirsin.

لم لن تأتِ معنا؟

Niçin bizimle birlikte gelmiyorsun?

تعال و اجلس معنا.

Gel bizimle otur.

توم سيأتي ليعيش معنا.

Tom bizimle yaşamaya gelecek.

ولكن لا يبقون معنا كثيرًا

Burada uzun süre kalmayacaklar

اذهب إلى صفحة "تواصل معنا".

Sayfanın "İletişim" sayfasını inceleyin.

ولكن هناك حالات تختلف معنا

Fakat bizle farklılık gösteren durumlar da var

أنتَ إما معنا, أو ضدنا.

Ya bizimlesin ya da bize karşısın.

توم عاش معنا لثلاثة اشهر.

Tom üç ay bizimle yaşadı.

ربما علينا جلب توم معنا.

Belki Tom'u bizimle götürmeliyiz.

ثم تبقي تلك الصورة معنا.

ve sonra bu bizimle kalıyor.

بإمكانك ربّما أن تبق معنا.

Belki de bizimle kalabilirsin.

كان معنا هواتف iPhone الخاصة بنا

iPhone'larımız vardı,

فنحبط معنا أخواتنا، وصديقاتنا، وبنات عمومتنا.

Bunu kız kardeşlerimize, dostlarımıza, kuzenlerimize yayıyoruz.

‫لنفعل هذا. معنا العصا وسنشل حركتها.‬

Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız.

ربما من الأفضل أن تأتي معنا.

Belki bizimle gelsen iyi olur.

أنا سعيد جداً أنكً معنا اليوم.

Bugün bizimle bulunmandan çok mutluyum.

اننا ذاهبون إلى سينما ، فتعال معنا.

Sinemaya gidiyoruz. Gel bizimle.

أريد أن أعرف من سيأتي معنا.

Bizimle kimin geldiğini bilmek istiyorum.

‫لنفعل هذا. معنا العصا وسنشل حركتها.‬ ‫نجحت!‬

Hadi bakalım. Sopamız burada, onu yakalamalıyız. Tamamdır!

أراد توم أن يذهب إلى الشاطئ معنا.

Tom bizimle sahile gitmek istedi.

السؤال هو السؤال الحقيقي ، لكن هل المشكلة معنا؟

asıl sorulacak soru şu ama sorun koltukta mı bizde mi

مكان المرأة كان هو نفسه معنا مرة أخرى

yine kadının yeri bizde aynıydı

انتهى أحدهم بشرب الجعة معنا، بينما دخل الآخرون السجن.

Sonunda aramızdan bazıları bira içti, bazıları da hapse girdi.

لأن ببساطة هذه هي قوانين الفيزياء التي تعمل معنا.

çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret.

- حاول أن يتكلم معنا بالفرنسية.
- حاول أن يكلمنا بالفرنسية.

O bizimle Fransızca olarak konuşmaya çalıştı.

إنه لا يُحبنا لذلك لا يُريد أن يأكلَ معنا

Bizimle birlikte yemek yemek istememesinin sebebi bizden hoşlanmamasıdır.

لما ما تزال معنا في حين أنها أذى بشكل واضح؟

Yanlış olduğu çok açıkken neden halâ bizimle?

ولا أحد من محيطي الاجتماعي، أو ممن يجلسون على العشاء معنا

sosyal çevremde ya da yemek masamızda

سيناريو مشابه لما حصل معنا بفيروس كورونا. لكني ارى ان ما

Corona virüsü ile başımıza gelenlere benzer bir senaryo

يجب عليك أن تُخطط للقدوم معنا المرة المقبلة التي نذهب فيها للتخييم.

Bir dahaki sefere kampa gittiğimizde bizimle gelmeyi düşünmelisin.

- إذا لم تكن معنا فأنت ضدنا.
- إذا لم تكن في صفنا فسنعدك من أعدائنا.
- إذا لم تكن تؤيدنا فأنت عدونا.

- Eğer bizimle değilsen o zaman bize karşısın.
- Eğer bizimle değilsen, bize karşısın.

لذلك فإنّنا بعزل هذا المكان أعقنا الاتصالات بشكل كبير. أكثر ما كان مؤثّراً في الأمر، هو أنّ بعض رجال الشرطة جاؤوا معنا.

Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.