Examples of using "مستمر" in a sentence and their turkish translations:
Sabit bakışlar, sürekli olarak bana bakılması,
ve sürekli düşme tehlikesi altındayız.
Üzerinde sürekli restore çalışması yapıldı
Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor.
Fransızların elindeki köyler sürekli, ezici bombardıman altındaydı.
gazlarının konsantrasyonları sürekli artmaktadır. Sanayi öncesi döneme kıyasla
Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.