Translation of "خطر" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "خطر" in a sentence and their turkish translations:

- حياتي كانت في خطر.
- كانت حياتي في خطر.

Hayatım tehlikedeydi.

- خطر له فكرة جيدة.
- خطر بباله فكرة جيدة.

Onun aklına iyi bir fikir geldi.

‫هذا منحدر خطر.‬

Burası dik bir uçurum.

أهناك أي خطر؟

Herhangi bir tehlike var mı?

سيقل خطر الإصابة.

risk düşer.

إنك في خطر!

O tehlikelidir.

سامي خطر للمجتمع.

Sami toplum için bir tehlikedir.

وذلك عندما خطر لي

İşte o an farkına vardım ki

إلا وزاد خطر الموت.

ölüm riskiniz o kadar yüksek olur.

‫كل من الخيارين خطر.‬

İki seçenek de riskli.

‫حياة القريدس في خطر.‬

Tekenin hayatı tehlikede.

‫تحذير.‬ ‫ثمة خطر وشيك.‬

Bir uyarı. Civarda tehlike var.

هذا وضع خطر جدا

işte bu çok tehlikeli bir durum

خطر لي فكرة جيدة.

Aklıma harika bir fikir geldi.

القيادة بسرعات عالية خطر.

Çok hızlı araba sürmek tehlikelidir.

هل الركض هنا خطر ؟ .

Burada koşmak tehlikeli mi?

سامي في خطر دائم.

Sami sürekli tehlike içindeydi.

لأن منطقة الغسق في خطر.

çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında.

وفي خطر مستمر من الإنهيار.

ve sürekli düşme tehlikesi altındayız.

‫يكمن خطر...‬ ‫في كل جنب.‬

Her köşede... ...tehlike kol geziyor.

إنه خطر أن تقود بتهور.

O kadar hızlı araba sürmek tehlikelidir.

ماري تمهلي هذا خطر جداً.

Bekle Mary, o çok tehlikeli!

وبدون خطر الآفات المقاومة للمضادات الحيوية

ve sadece hastanelerde bulaşan

كان فاضل يعلم أنّه في خطر.

Fadıl kendisinin tehlikede olduğunu biliyordu.

لو كُنتُم في خطر، أشر للرجل وقل،

adamı işaret etmelerini ve ''Bak, o kötü adam,

ايلون مسك حذر من انه خطر وجودي

Elon Musk, bunun bir varoluşsal risk olduğu ve toplum olarak

وإذا لم تكن زيادة خطر إصابتك بالسرطان

Ve eğer kanser hastası olma riskinizin artması

خطر لأحدهم وضع كاميرا في الهواتف النقّالة.

Birinin aklına cep telefonlarına kamera koymak gelmiş.

أن نسأل عن خطر الاصطدام في المستقبل.

gelecekteki çarpışmaların tehlikesini sormak için.

أنا لست في خطر، أنا الخطر بعينه.

Ben tehlikede değilim. Tehlike benim.

يعد كبار السن من جميع السكان في خطر،

Tüm popülasyonlardaki yaşlılar risk altındadır,

كعامل خطر رئيسي قابل للتعديل بالنسبة لأمراض القلب،

kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor,

‫هناك خطر الإصابة بـ"السلمونيلا"‬ ‫وهذا بالأمر السيئ!‬

Salmonella kapma ihtimaliniz var ve bu berbat bir şey!

"ولكن خطر الموت يتربص بنا في كل موقف".

"Ama ölüm tehdidi ikimizin de gölgesinde gizli."

‫وفي قربها منه...‬ ‫يداهمها مرة أخرى خطر محدق.‬

Dokunacak mesafeye geliyorlar ki... ...bir kez daha tehlike ortaya çıkıyor.

فهمت ليلى أنّ صديقها كان في خطر محتمل.

Leyla erkek arkadaşının potansiyel olarak tehlikeli olduğunu anladı.

المسلمون لا يأكلون الخنزير لأنّه لحم فيه خطر.

Müslümanlar sağlık açısından sakıncaları olduğu için domuz eti yemez.

بالإضافة إلى أنك ستخفض بشكل كبير خطر الحساسية الغذائية.

Artı: Yiyecek alerjisi riskini de önemli ölçüde azaltırsınız.

القريب. بالتزامن مع انخفاض اعداد النحل يومياً ومواجهته خطر

. Arı sayısının her geçen gün azalması ve iklim değişikliklerinin bir sonucu olarak nesli tükenme

الذهاب للشاطئ، أو للحديقة، ليس بالضرورة خطر أو آمن.

Sahile ya da parka gitmek tehlikelidir ya da güvenlidir diyemeyiz.

كان سامي يعلم أنّ ليلى لم تكن في خطر.

Sami, Leyla'nın tehlikede olmadığını biliyordu.

أنت في الواقع تضع احتمال إعادة إنتاج النظام في خطر.

sistemin yeniden üretme kapasitesini riske atmış olurdunuz.

وهذا هو السبب الحقيقي لارتفاع خطر التعرض لأمراض القلبية الوعائية.

ve artan kardiyovasküler riskin asıl sebebi de bu.

خلايا ضوئية التخليق حجمها أصغر مما خطر على بال أحد.

Herkesin sandığından daha küçük fotosentetik hücreler.

فعندها نحن في خطر أعلى من ذلك بكثير لصحة نفسية سيئة.

kötü bir ruh sağlığına sahip olma riskimiz çok daha yüksek olur.

‫إن تناولت أصداف "بطلينوس" نيئة،‬ ‫هناك دائماً خطر أن تبتلع بكتيريا.‬

Deniz minarelerini çiğ yerseniz, bakteri kapma riskiniz vardır.

عمل سامي عند الشّرطة جعل حياته و حياة ليلى في خطر.

Sami'nin polise çalışması onu ve Leyla'yı tehlikeye attı.

لكننا نعلم أنك تستطيع تقليل خطر إصابتك، بتعرضك لعدد أقل من الفيروسات.

ama virüse daha az maruz kalarak bu riski azaltacağımızı biliyoruz.

‫بصرها الليلي‬ ‫أفضل من بصر الخنازير بـ7 مرات.‬ ‫إنها جاهلة لما يتربص بها من خطر.‬

Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.