Examples of using "بسبب" in a sentence and their turkish translations:
dolayısıyla
Çünkü: "Beklenti + eylem
iş başvurusu reddedilenlere söylemek istediğim şeyler var:
tam olarak göremiyordu.
plastik yüzünden ölüyor.
anne kuralıdır çünkü
Fakat koronadan kaynaklı
Yağmurdan dolayı geç kaldım.
Fırtınadan dolayı geç kaldık.
Bu beni sevdiği içindir.
Yağmur nedeniyle gezileri ertelendi.
- Gürültüden dolayı uyuyamıyoruz.
- Gürültü yüzünden uyuyamayız.
yapmadığınız şeyler için üzüleceksiniz."
bir iç canavara sahipseniz
sınırlı depolama kapasitesi nedeniyle,
zaman zaman hastaneye girip çıkıyordu.
Görüş mesafesi ince tabakalı sabah sisiyle zorlaşmış durumda.
iki şeyden ötürü:
salakça düşünceleri ve inanışları yüzünden
bölgede yaptığı etki dolayısıyla
O, hasta olduğundan dolayı gelmedi.
Trafikten dolayı geç kaldım.
Babam kanserden öldü.
O, parasızlıktan dolayı başarısız oldu.
aileleri arasında köprü olmaya çabalarken
çünkü bölgede afet ölçeğinde bir kuraklık var.
insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor
temiz hava olmaksızın, düpedüz nemdi.
ve insanlar tetanos yüzünden uzuvlarını kaybediyorlar.
Çoğunlukla, baby boomers ile birlikte hakları yenmiş.
Bunun üstüne, uzun bir süre gülümsedim.
kudretli ve alçak güçler
Ama gece iyi göremediklerinden...
Yabancıların kafaları, onlara yapılan iddiaların doğası gereği karışık,
çevremizdeki insanlar yüzünden vazgeçeriz
ya da zaten aksi taktirde hepimiz kanserden öleceğiz
Bu noktaların büyüme sebebiyse yer çekimi kuvveti.
Kötü havadan dolayı oyun iptal edildi.
O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.
O, sonuçlarla ilgili hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyor.
Babam akciğer kanserinden öldü.
Yoğun trafikten dolayı geç kaldım.
Yağmur nedeniyle gezileri ertelendi.
Mary meme kanserinden öldü.
Hastalıktan ve çalışmadan yoruldum.
Leyla, Sami'yi para yüzünden öldürdü.
Daha fazla insanın yaptıkları şeylerden daha ziyade söyledikleri şeylerden başı belaya girer.
başta yalnız oldukları için yakalanırlar.
Topluluklar, bu bağımlılık yapan madde tarafından yok ediliyordu
Louisiana'ya kadar görüyoruz.
Kısmen adalet yüzünden
Ya yaşlılıktan ya da yaralandığı için ölmüştür.
sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.
Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.
Bilim sayesinde evreni oldukça iyi biçimde kavrayabiliyoruz.
fakat müzikten ötürü odaklanamıyor.
hastaneler genelde bizi daha hasta yapıyor.
çünkü entegrasyon sistematik olarak nefretle savaşıyor.
belli gruplara karşı duyduğumuz nefret
alında nedeni ile bir kaç fikrim var aslında ama
Şiddetle yağmur yağdığı için okula geç kaldık.
Hasta olduğu için gelemez.
Trafik kazası yüzünden randevuya geç kaldı.
Tom ağrıyan bacağını ovaladı.
O, yeterince çalışmadığı için sınavlarda başarısız oldu.
Mary'nin yüzünden Tom'un başı belaya girdi.
Kaza, o dikkatsiz olduğu için oldu.
Çok meşgul olduğum için mektubuna cevap vermedim.
Sami, alkolizm nedeniyle Leyla'yı terk etti.
Bizler karmaşık kimyasal reaksiyonların sonucu hayattayız.
Gürültüden kafanızın karışması çok kolay.
mesela cadı bir doktor veya tabu bir meyve yemenin sonucu olarak.
şirketler ve politik güçler bulunmuyor.
ama doğuştan daha üstün oldukları düşüncesinden dolayı değil.
30 yıllık sabit oranlı bir ev kredisi olan
ve bitkin hayat tarzları yüzünden lanetlenmişler,
Aynı zamanda daha az korku ve suçluluk hissedeceklerinden
Sadece düşüncelerine dayanarak ailemi tutuklarlar mıydı?
Çünkü onların ana nehirlerinden 10 tanesi
ve ertesi gün ne yapacağınız konusunda endişeliyseniz
altyapımızdaki dirençten doğan düzelmeler.
kefalet esaretiyle hapis yatan o insanlar
Toprak üzerindeki hak sahiplikleri, kira sözleşmeleri
Bir çoğu enfeksiyona, hastalığa, yorgunluğa yenik düşüyor, bir kısmı da boğuluyor.
Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?
Koçluk sayesinde bir ekibin dönüşüm geçirdiğini gördüm.
benimde oynamışlığım vardı. Erkekler de oynardı çünkü
işte bu durum yüzünden yarasalar insanlarla yakınlaşıyor
bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken
kapsül içindeki yüksek basınçla kapatıldı.
Şehir yangın tarafından tahrip edildi.
Küresel ısınmadan dolayı, şehirler tamamen batırılmış olabilir.
Şiddetli yağmur nedeniyle gelemedim.
- O, hastalıktan dolayı mevcut değil.
- O, hastalıktan dolayı yoktur.
Tom'dan dolayı bu hayal gerçekleşmeyecek.