Translation of "مختلف" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "مختلف" in a sentence and their turkish translations:

إنه عالم مختلف

Bu farklı bir dünya.

في مثال مختلف ،

Farklı bir örnekte şöyle

لديهم هيكل مختلف

Değişik bir yapıya sahipler

إنه أمر مختلف .

O apayrı bir konu.

‫لكن ليلًا...‬ ‫الوضع مختلف.‬

Ama geceler... ...ayrı bir hikâye.

فينا ، الوضع مختلف قليلاً.

Bizde ise durum birazcık farklı

حسنا ، لماذا هو مختلف؟

iyi de neden farklı?

أيتوافر هذا بلون مختلف؟

Bunun başka bir rengi de var mı?

جوابك مختلف عن جوابي.

Senin cevabın benimkinden farklıdır.

ولكل لون طول موجي مختلف.

ve her bir rengin farklı bir dalga uzunluğu vardır.

صاغوا الأمر بشكل مختلف قليلًا.

biraz daha farklı bir şekilde çerçevelendi.

لذلك تعكس الضوء بشكل مختلف.

yani ışığı farklı yansıtıyorlar.

يعتني الناس بك بشكل مختلف.

insanlar size farklı davranıyor.

لأن كوفيد-19 مختلف جداً

Çünkü Covid-19 çok farklı.

ولكن كان لدينا أيضًا شيء مختلف.

ama farklı bir şeylerimiz de vardı.

وبينما ننظر إلى ملاحظات مختلف الطلاب،

Öğrencilerin notlarına baktığımızda

لكن اليوم أعرف أن الواقع مختلف.

Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.

وحوالي 2000 صنف مختلف من البرقوق

yaklaşık iki bin çeşit erik

هذا الموضوع مختلف قليلا عن الآخرين

Bu konu birazcık daha diğerlerinden farklı

مناخ لندن مختلف عن مناخ طوكيو.

Londra'nın iklimi Tokyo'nunkinden farklıdır.

مالذي تريدونه و مالذي تعتقدونه مختلف تماما .

Bir şeyi istemekle, beklemek tamamen farklı şeylerdir.

ولكن إذا بدأنا بتربية أطفالنا بشكل مختلف.

ama çocuklarımızı daha farklı yetiştirirsek,

الجدال بشأن المسائل السياسية والمسائل الخاصة مختلف.

Özel sorunları tartışmakla siyasi meseleleri tartışmak aynı şey değil.

لذا اسمحوا لي بشرح ذلك بشكل مختلف.

O zaman farklı yaklaşmama izin verin.

لذا فإن وقت الجميع يعمل بشكل مختلف

Yani herkesin zamanı farklı işliyor

مكانٌ مختلف، لكن نفس القصة القديمة لسوء الحظ.

Yer farklı ama maalesef hikâye aynı eski hikâyeydi.

ولكن كل واحد منكم سيغيير دماغه بنحو مختلف.

Fakat her biriniz beyninizi farklı şekilde değiştireceksiniz.

كيف أختبر أن هويتي الجنسية أمر مختلف تمامًا.

Cinselliğimi nasıl deneyimlediğim ciddi anlamda değişti.

وفي العديد من الأماكن في مختلف أنحاء العالم.

birbirimizden ayrılmış durumdayız.

هذا أمر مختلف. وكذلك الحال مع العائلات الأخرى.

Bu büyük bir değişiklik. Diğer aileler için de öyle.

كان هناك انتقاد مختلف تمامًا في فيلم henpecked.

kılıbık filminde ise bambaşka bir eleştiri vardı yine

مختلف المناطق نجحت بتوفير كمياتٍ كبيرةٍ من المنتجات

büyük miktarlarda ürün temin etmeyi ve dağıtmayı

لقد كتب إليّ: "أعرف بأن ما نحن فيه مختلف"،

"Durumlarımızın farklı olduğunu biliyorum," diye yazdı bana,

كان هناك انتقاد مختلف تمامًا في طفل عائلة جيد.

iyi aile çocuğunda ise bambaşka bir eleştiri vardı

أنا أعتقد أن العالم سيكون مختلف تمامًا خارج العمل.

İş dışında dünya tamamıyla farklı bir yer olabilirdi.

ميليشياتٌ مسلحة في مختلف المناطق غلب عليها الطابع قبلي

çeşitli bölgelerde silahlı milisler bıraktı , başlangıçta

أريد أن أحكي حياة أتاتورك مرة أخرى ولكن بشكل مختلف.

Bir kez daha anlatmak istiyorum Atatürk'ün hayatını ama bu kez farklı.

وعرفت أنني لدي فرصة بأن أتجاوب بشكل مختلف مع بيلي.

ve Biily'ye farklı bir tepki verme şansım olduğunun farkındaydım.

‫ليست الحيوان الوحيد في الغابة‬ ‫الذي يرى الأمور بشكل مختلف.‬

Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.

‫أقول لك أنني استخدمت السروال ‬ ‫في مختلف الأمور عبر السنوات.‬

Bakın ne diyeceğim, iç çamaşırımı bir sürü şey için kullandım.

في هذه الصورة ، تجدر الإشارة إلى أن الزي مختلف تمامًا.

Bu fotoğrafta ise tamamen kıyafeti farklı olması dikkatleri üzerine çekiyor

الاضرار والفوائد لا تزال ناطحات السحاب ترتفع في مختلف انحاء

edilir. Ve esas olarak klimalara dayanıyor. Virüslerin ve diğerlerinin bulaşmasına ne yardımcı olur.

حوالي ثلاثة بالمئة من الناس يميلون للقيام بالأمور على نحو مختلف.

insanların yaklaşık %3'ü farklı şeyler yapmaya meyillidir.

‫ويمكن أن يستوطن بها مختلف الكائنات.‬ ‫لذا يجب أن نلزم الحذر.‬

Bunlar bir sürü yaratığa ev sahipliği yapabilirler. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

على الرغم من كل شيء ، هناك وضع مختلف قليلاً في بحر مرمرة.

her şeye rağmen Marmara Denizinde birazcık farklı bir durum var

- قابل سامي مسلمين من مختلف الدّول.
- قابل سامي مسلمين من بلدان مختلفة.

Sami değişik ülkelerden Müslümanlarla tanıştı.

- تعرّف سامي على مسلمين من مختلف الدّول الإسلاميّة.
- تعرّف سامي على مسلمين من دول إسلاميّة مختلفة.
- تعرّف سامي على مسلمين من بلدان إسلاميّة مختلفة.

Sami farklı farklı Müslüman ülkelerden Müslümanlarla tanıştı.