Examples of using "كسرت" in a sentence and their turkish translations:
Kelebek bozulmuştu.
Ben bir bardak kırdım.
Laurie bardağı kırdı.
Bunu sen mi kırdın?
Bir trafik kazasında bacağım kırıldı.
Ciğerlerimde cam kırıkları varmış gibi hissediyorum
Bir şey mi kırdın?
- Kapıyı kırdım çünkü anahtarı kaybettim.
- Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.
ben bu kuşun sağ kanadını kırsam uçabilir mi? Uçamaz.
Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.
en sonda dinini bozdun mu zaten bir şey yapmaya gerek yok
Ben küçük bir parça çedar peyniri kırdım ve onu ekşi krema içine daldırdım.