Examples of using "الطيران" in a sentence and their turkish translations:
Sonra uçamadığım için,
Uçma kapasitemiz var
umudum uçmak, uçmak istiyorum.
"Birlikte uçabiliriz" deyip elimi tutup
Helikopterle mi uçmak istiyorsunuz? Tamam!
Bütün kuşlar uçmaya kadir değildir.
Sert çekirdeği uzak mesafeden uçmasına yardımcı olur,
uçmaya kafayı taktım, en büyük umudum uçmak.
uçağın uçuşsal paralelliği gibi sabit kalmasındaki sebebin
Ya da ben uçmak isterken bana aptal gözüyle değil,
uçabildiği için kilometrelerce ilerideki bir yere kolayca hastalığı taşıyabiliyor
Devekuşları uçamaz.
ben bu kuşun sağ kanadını kırsam uçabilir mi? Uçamaz.
Yamaç paraşütü yapmak istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.
Bu yavrular, yedi haftadan biraz uzun bir süre sonra uçabilecek.
Bu kuş uçamaz.
Adamdan uçan kurtulamadığı gibi dalanda kurtulamamış
Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.
Mağazaların çoğu kapandı. Havayolu şirketlerinin bazıları kapandı. Diğerleri ise yolcu dahi bulamıyor.
Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve
milyonlarcasının arasından tek bir feromon molekülünü tespit edebiliyor. Zikzak çizerek dişinin yerini daha iyi belirliyor.