Translation of "الطيران" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "الطيران" in a sentence and their turkish translations:

ثم لا أستطيع الطيران،

Sonra uçamadığım için,

لدينا القدرة على الطيران.

Uçma kapasitemiz var

آمل أن أطير، أريد الطيران.

umudum uçmak, uçmak istiyorum.

بمسك يدي وقوله "يمكننا الطيران معا"

"Birlikte uçabiliriz" deyip elimi tutup

‫إذن تريد الطيران في المروحية؟ حسناً!‬

Helikopterle mi uçmak istiyorsunuz? Tamam!

ليست كل الطيور قادرة على الطيران.

Bütün kuşlar uçmaya kadir değildir.

قلبه الصلب يساعده على الطيران بعيدًا ،

Sert çekirdeği uzak mesafeden uçmasına yardımcı olur,

أنا مهووسة بالطيران، أعظم أملي هو الطيران.

uçmaya kafayı taktım, en büyük umudum uçmak.

سبب بقاء الطائرة ثابتًا ، مثل موازاة الطيران

uçağın uçuşsal paralelliği gibi sabit kalmasındaki sebebin

أو عندما كنت أحاول الطيران، ليس بخداعي بل

Ya da ben uçmak isterken bana aptal gözüyle değil,

يمكنه تحريك المرض بسهولة للأميال القادمة حيث يمكنه الطيران

uçabildiği için kilometrelerce ilerideki bir yere kolayca hastalığı taşıyabiliyor

- لا يمكن للنعام أن يطير.
- النعام لا يمكنه الطيران.

Devekuşları uçamaz.

إذا كسرت جناحه الأيمن، هل سيستطيع الطيران؟ لن يستطيع.

ben bu kuşun sağ kanadını kırsam uçabilir mi? Uçamaz.

‫إن أردت الطيران المظلي، اضغط "يميناً"،‬ ‫ثم اضغط زر "الموافقة".‬

Yamaç paraşütü yapmak istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

‫خلال 7 أسابيع فقط،‬ ‫ستتمكن كل هذه الأفراخ من الطيران.‬

Bu yavrular, yedi haftadan biraz uzun bir süre sonra uçabilecek.

- هذا الطائر لا يمكنه الطيران.
- هذا الطائر لا يمكنه التحليق.

Bu kuş uçamaz.

الطيران من الرجل لا يستطيع الهروب ، وكذلك لا ينجو في الفرع

Adamdan uçan kurtulamadığı gibi dalanda kurtulamamış

‫يجب أن تكون في قمة الحذر‬ ‫عند ممارسة الطيران المظلي ‬ ‫في الجبال العالية.‬

Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.

معظم المتاجر مغلقة. تم إغلاق بعض شركات الطيران. لا يستطيع البعض الآخر العثور على الركاب.

Mağazaların çoğu kapandı. Havayolu şirketlerinin bazıları kapandı. Diğerleri ise yolcu dahi bulamıyor.

تعمل فرق من وحدات التحكم في الطيران على مدار الساعة ، وتشرف على مسار المركبة الفضائية

Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve

‫يمكنهما كشف جزيء فيرمون واحد معين‬ ‫من بين الملايين.‬ ‫الطيران بشكل متعرج يساعده في تحديد موقعها.‬

milyonlarcasının arasından tek bir feromon molekülünü tespit edebiliyor. Zikzak çizerek dişinin yerini daha iyi belirliyor.