Translation of "الباب" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "الباب" in a sentence and their turkish translations:

- أقفل الباب!
- أغلقَ الباب.

O, kapıyı kapattı.

- جعلته يفتح الباب.
- أرغمته أن يفتح الباب.
- دفعته إلى فتح الباب.

Ona kapıyı açtırdım.

أغلق الباب.

Kapıyı kapat.

الباب يُغلَق.

Kapı kapanıyor.

الباب مغلق.

Kapı kilitlidir.

فُتح الباب.

Kapı açıldı.

الباب مفتوح.

- Kapı açıktır.
- Kapı açık.

الباب مقفل.

Kapı kilitli.

افتح الباب.

Kapıyı aç!

أغلقَ الباب.

O, kapıyı kapattı.

أقفل الباب!

Kapıyı kapat.

- وقف وراء الباب.
- كان يقف وراء الباب.

O, kapının arkasında duruyordu.

- وجدنا الباب الأمامي مغلق.
- وجدنا الباب الرئيسي مقفل.

Ön kapıyı kilitli bulduk.

ماذا ؟ سيفتحون الباب ...

Ney ? Kapı açacaklar...

ظل الباب مغلقاً.

Ön kapı kilitli kaldı.

أطرق على الباب.

Kapıyı çal.

فتح الباب آلياً.

Kapı otomatik olarak açıldı.

رن جرس الباب.

- Kapı çaldı.
- Kapı zili çaldı.

أحدهم على الباب.

Ön kapıda birisi var.

سيُطلى الباب غداً.

Kapı yarın boyanacak.

دهن الباب بالأبيض.

Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.

لا تفتح الباب.

Kapıyı açmayın.

ادخل, الباب مفتوح.

İçeri girin. Kapı açık.

ترك الباب مفتوحاً.

- O kapıyı açık bıraktı.
- O, kapıyı açık bıraktı.

نحن نفتح الباب.

Biz kapıyı açarız.

هم يفتحون الباب.

Onlar kapıyı açıyorlar.

كان الباب مفتوحاً.

Ön kapı açıktı.

من يطرق الباب؟

Kapıyı kim çalıyor?

هي تغلق الباب.

O, kapıyı kapatıyor.

هذا الباب أوتوماتيكي.

Bu otomatik bir kapıdır.

اِبتعِد عن الباب.

Kapıdan uzaklaş.

فتحت ليلى الباب.

Leyla kapıyı açtı.

أقفلت ليلى الباب.

Leyla kapıyı kilitledi.

يبقى الباب مفتوحا.

Kapı açık kalır.

- هل لك أن تغلق الباب؟
- أيمكنك أن تقفل الباب؟

Kapıyı kapatır mısın?

- كانت الشّرطة تدقّ الباب بقوّة.
- كانت الشّرطة تقرع الباب بقوّة.

Polis kapıyı dövüyordu.

أغلق الباب من فضلك.

- Kapıyı kapatın, lütfen.
- Kapıyı kapatsana.

طلى الباب باللون الأزرق.

Kapıyı maviye boyadı.

هناك كلب عند الباب.

Kapının yanında bir köpek var.

"هلّا أغلقت الباب؟" "حسنًا".

"Kapıyı kapatmamın sakıncası var mı?" "Hayır hiç sakıncası ok."

إنهم بانتظارك أمام الباب.

- Kapının önünde senin için bekliyorlar.
- Kapının önünde seni bekliyorlar.

من فضلك أغلق الباب.

Lütfen kapıyı kapatın.

الكرسي بعيد عن الباب.

Sandalye kapıdan uzak.

لا تترك الباب مفتوحا.

Kapıyı açık bırakmayın.

لم لم تقفل الباب؟

Neden kapıyı kilitlemedin?

هي لا تغلق الباب.

O, kapıyı kapatmıyor.

مشى توم باتجاه الباب

Tom, kapıya yürüdü.

ألديك مفتاح هذا الباب؟

Bu kapı için anahtarın var mı?

أذكر أني أغلقت الباب.

Kapıyı kilitlediğimi hatırlıyorum.

اترك الباب مفتوحا فحسب.

Sadece kapıyı açık bırakın.

فتح سامي الباب بإقحام.

Sami kapıyı açılmaya zorladı.

أغلق سامي الباب بقوّة.

Sami kapıyı çarptı.

لم يفتح سامي الباب.

Sami kapıyı açmadı.

- لا تفتح هذا الباب من فضلك.
- لا تفتح هذا الباب، رجاءا .

Bu kapıyı açma lütfen.

- كان غاضبًا لأنه وجد الباب مغلقًا.
- كانت غاضبةً لأنها وجدت الباب مغلقًا.

Kapıyı kilitli bulduğuna kızmıştı.

‫لنفحص الباب. تمهل.‬ ‫إنه موصد!‬

Kapıyı kontrol edelim. Durun. Bir sürgüyle kilitlenmiş!

وقفنا عند الباب و انتظرنا.

Biz kapıda durup bekledik.

هل لك أن تغلق الباب؟

Kapıyı kapatacak kadar nazik ol.

بقي الباب مغلقًا طوال اليوم.

Kapı bütün gün kapalı kaldı.

من الأفضل أن تغلق الباب.

Kapıyı kapatsan iyi olur.

من فضلك أقفل الباب بهدوء.

Lütfen kapıyı sessizce kapat.

من فضلك أغلق الباب خلفك.

Lütfen kapıyı arkandan kapat.

سأجعل هؤلاء ينتظرون خارج الباب .

Onları kapının dışında tutacağım.

الرجاء إغلاق الباب عند الخروج.

Lütfen dışarı çıkarken kapıyı kapatır mısın?

لا تنس أبدا إقفال الباب.

Asla kapıyı kilitlemeyi unutma.

فتحتُ الباب وخرجت من السيارة.

Kapıyı açtım ve arabadan indim.

لم يفتح سامي الباب لليلى.

Sami, Leyla için kapıyı açmadı.

لأبقيهما هناك وأبعدهما عن هذا الباب

sakin ve kontrollü kalmalıyım.

‫تريد أن نحاول تفجير الباب بالبارود؟‬

Kapıyı barutla patlatmak mı istiyorsunuz?

يرجى أن تقفل الباب عند مغادرتك.

Lütfen giderken kapıyı kilitle.

الدراجة التي بجانب الباب هي دراجتي.

Kapının yanındaki bisiklet benimdir.

إن كنت مغادرا، فأغلق الباب رجاء.

Eğer gidiyorsan lütfen kapıyı kapat.

هل نسيت إقفال الباب اللّيلة الماضية؟

Dün gece kapıyı kilitlemeyi mi unuttun?

دخل شخص غريب من الباب فجأة.

Garip bir kişi aniden kapıdan girdi.

لقد كسرت الباب لأنني أضعت المفتاح.

- Kapıyı kırdım çünkü anahtarı kaybettim.
- Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.

- تأكد جيدا من اغلاق الباب قبل ان تغادر.
- تأكد ان تغلق الباب قبل ان تخرج.

Gitmeden önce kapının kilitli olduğundan emin ol.

تغطي الباب الذي كان يقف جايسون خلفه

pembe bir buğu tabakasına benzer bir şey görüyorum.

فتحتُ الباب ورأيتُ صبيين قائمين جنبا بجنب.

Kapıyı açtım ve yan yana duran iki erkek çocuk gördüm.

توجّه سامي نحو الباب و قرع مرّتين.

Sami kapıya gitti ve iki kere çaldı.

فتح الباب bezirganbaşı لعبت المزيد من الفتيات هذا

aç kapıyı bezirganbaşı bunu daha çok da kızlar oynardı

كانوا سيأخذون الفضل ، كانوا يطلقون النار من الباب.

Kredi çekmeye gidiyordu, adeta kapıdan kovuyorlardı.

اليوم يفتح المركز التجاري الباب في ذلك اليوم

Bugün avm o gün kapı açıyorlar

من فضلك انقر على الباب قبل أن تدخل.

İçeri girmeden önce kapıyı çal lütfen.

يجب أن يكون الباب إما مغلقا أو مفتوحا.

Bir kapı ya kapalı ya da açık olmalı.

اطرق على الباب قبل أن تدخل إلى الغرفة.

Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

عندما بدأت للتو في قراءة الكتاب طرق احدهم الباب .

Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.

فتح توم الباب وسأل فيما إذا كانت ماريا مشغولة.

Tom kapıyı açtı ve Mary'ye meşgul olup olmadığını sordu.

أدار فاضل مقبض الباب بهدوء و دخل إلى المنزل.

Fadıl kapı tokmağını sessizce çevirdi ve eve girdi.

عثرت الشّرطة على بصمات أصابع سامي على مقبض الباب.

Polis, Sami'nin parmak izlerini kapı tokmağının üzerinde buldu.

توقفوا عن فتح الباب ، لم نتمكن من التوقف عن التسوق

Onlar kapı açmayı bırakmış biz avm yapmayı bırakamadık

كائن من يكون الذي يمر يجب ان لاتفتح له الباب

Kim uğrarsa uğrasın, kapıyı açmamalısın.

القسم هناك هو الباب ، ولكن كن حذرا ، أقدام الرسل الآخرين مرئية.

Oradaki bölüm kapı fakat dikkat edin diğer havarilerin ayakları görünüyor

ذهبت إلى المنزل وكان هناك رسالة عند الباب الواضح أنها شيء رسمي،

Eve gittim evde kapıda bir tane pusula, resmî bir şey olduğu belli,