Translation of "المفتاح" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "المفتاح" in a sentence and their turkish translations:

أحضر المفتاح.

Anahtarı getir.

أعطني المفتاح.

Bana anahtarı ver.

- المفتاح عند سامي.
- سامي هو من يملك المفتاح.

- Sami'nin anahtarı var.
- Sami anahtara sahip.
- Anahtar Sami'de.

المفتاح ليس واحدا

Anahtar bir tane değilki

المفتاح علي الطاولة.

Anahtar masanın üzerinde.

وفي سبيلي لأدير المفتاح.

ve anahtarı çevirmek üzereyim.

أنا بحثت عن المفتاح.

Ben anahtarı aradım.

أذكر أني أعطيته المفتاح.

Anahtarı ona verdiğimi hatırlıyorum.

وسمعت المفتاح يدور في القفل.

ve anahtarın kilitlenişini duydum.

عندما نسأل ماذا يفعل المفتاح

Anahtarı da ne yapıyordur diye sorduğumuzda

أعطى توم ماري المفتاح الخطأ.

Tom Mary'ye yanlış anahtarı verdi.

وضع سامي المفتاح في جيبه.

Sami anahtarı cebine koydu.

كان الصبي يبحث عن المفتاح المفقود.

Oğlan kayıp anahtarı arıyordu.

وجت المفتاح الذي كنت أبحث عنه.

Aradığım anahtarı buldum.

لقد كسرت الباب لأنني أضعت المفتاح.

- Kapıyı kırdım çünkü anahtarı kaybettim.
- Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.

المفتاح لكل هذه التغيرات هو المرونة العصبية.

Bu değişikliklerin en önemli anahtarı nöroplastisitedir.

هو حقًا المفتاح لإنتاج الطاقة في الدماغ.

beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

وأعتقد أن المفتاح لمنع مستقبلنا من البطالة

İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının

لكن المفتاح الحقيقي لقوة المرأة الفلبينية قبل الاستعمار

Fakat sömürgecilik öncesi Filipin kadınlarının asıl gücü,

أوه نعم ، الناس، قد تكون المحادثات في الواقع المفتاح لهذه الترقية،

Evet dostlarım, bu konuşmalar işte o güncellemeyi başlatabilir