Examples of using "المفتاح" in a sentence and their turkish translations:
Anahtarı getir.
Bana anahtarı ver.
- Sami'nin anahtarı var.
- Sami anahtara sahip.
- Anahtar Sami'de.
Anahtar bir tane değilki
Anahtar masanın üzerinde.
ve anahtarı çevirmek üzereyim.
Ben anahtarı aradım.
Anahtarı ona verdiğimi hatırlıyorum.
ve anahtarın kilitlenişini duydum.
Anahtarı da ne yapıyordur diye sorduğumuzda
Tom Mary'ye yanlış anahtarı verdi.
Sami anahtarı cebine koydu.
Oğlan kayıp anahtarı arıyordu.
Aradığım anahtarı buldum.
- Kapıyı kırdım çünkü anahtarı kaybettim.
- Anahtarı kaybettiğim için kapıyı kırdım.
Bu değişikliklerin en önemli anahtarı nöroplastisitedir.
beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.
İşsiz geleceğimizi önlemenin anahtarının
Fakat sömürgecilik öncesi Filipin kadınlarının asıl gücü,
Evet dostlarım, bu konuşmalar işte o güncellemeyi başlatabilir