Translation of "قرارك" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "قرارك" in a sentence and their turkish translations:

‫حسناً، القرار قرارك.‬

Pekâlâ, karar sizin.

‫تذكر، القرار قرارك.‬

Unutmayın, bu sizin kararınız.

‫يجب أن تتخذ قرارك!‬

Bir karar vermelisiniz!

‫أنت المسؤول. القرار قرارك.‬

Yetki sizde, karar sizin.

‫أنت المسؤول، القرار قرارك.‬

Yetki sizde, karar sizin.

‫إياً كان قرارك، سننفذه معاً.‬

Neye karar verirseniz birlikte onu yapacağız.

‫أنت المسؤول هنا، القرار قرارك.‬

Yetki sizde, bu karar sizin.

‫هذا قرار صعب، ولكنه قرارك.‬

Zor bir karar ama karar sizin.

‫هذا قرار صعب، ‬ ‫ولكنه قرارك.‬

Zor bir karar ama karar sizin.

‫يحسن بك أن تسارع باتخاذ قرارك.‬

Hemen bir karar verseniz iyi edersiniz.

‫القرار لك.‬ ‫ولكن سارع باتخاذ قرارك.‬

Bu sizin kararınız. Ama çabuk olun ve bir karar verin.

‫تناول جهازك بشاشة اللمس واتخذ قرارك.‬

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.

‫في هذا الكهف، أنت المسؤول. ‬ ‫اتخذ قرارك.‬

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

‫هنا في الكهف، أنت المسؤول.‬ ‫اتخذ قرارك.‬

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

‫في هذا الكهف، أنت المسؤول.‬ ‫اتخذ قرارك.‬

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

‫تناول جهاز التحكم عن بعد واتخذ قرارك.‬

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

‫تناول جهاز التحكم في اللعبة واتخذ قرارك.‬

Hadi, oyun kumandanızı alın ve bir karar verin.

‫لذا تناول جهازك بشاشة اللمس واتخذ قرارك.‬

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir karar verin.

أنا أنتظر قرارك على أحر من الجمر.

Kararınızı hevesle bekliyorum.

- القرار قرارك.
- القرار لك.
- الأمر يعود إليك.

Karar vermek sana kalmış.

‫لذا، تناول جهاز التحكم عن بعد‬ ‫واتخذ قرارك.‬

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

‫أرجو ألا تكون قد نسيت‬ ‫أن القرار قرارك.‬

Umarım bunun sizin seçiminiz olduğunu unutmamışsınızdır.

‫تناول جهاز التحكم عن بعد،‬ ‫يجب أن تتخذ قرارك.‬

Kumandayı alın, bir karar vermelisiniz.

‫تناول جهاز التحكم في اللعبة.‬ ‫يجب أن تتخذ قرارك!‬

Oyun kumandasını alın. Bir karar vermelisiniz!

‫لا تجلس فحسب أمام حاسوبك. ‬ ‫يجب أن تتخذ قرارك.‬

Bilgisayarın başında öylece oturmayın. Bir karar vermelisiniz.

‫الخيار لك. سأفعل ما تقرره.‬ ‫اتخذ قرارك. "دانا" في انتظارنا.‬

Seçim sizin. Kararınız neyse onu yapacağım. Bir karar verin. Dana bizi bekliyor.

‫لا تجلس فحسب أمام حاسوبك،‬ ‫بل عليك أن تتخذ قرارك.‬

Bilgisayarın başında öylece oturmayın, bir karar vermelisiniz.

‫القرار قرارك. أي الطرق الملاحية‬ ‫ستجعلني أتحرك في الاتجاه الصحيح؟‬

Bu karar sizin. Hangi yön bulma metodu bizi doğru tarafa yönlendirecek?

‫لذا أسرع واتخذ قرارك،‬ ‫أي الطريقين يمكن أن يوصلنا إلى هناك أسرع.‬

Çabuk olun ve oraya en hızlı şekilde nasıl gideceğimize karar verin.

‫هيا، يمكنك أن تفعل هذا.‬ ‫الأمر راجع لك. يجب أن تتخذ قرارك.‬

Hadi, bunu yapabilirsiniz. Bu size bağlı. Bir karar vermelisiniz.