Translation of "صعب" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "صعب" in a sentence and their turkish translations:

‫قرار صعب.‬

Zor bir karar.

‫صعب للغاية.‬

Gerçekten zor.

لكنه صعب.

ama oldukça zor.

ليس صعب الفهم.

Anlaşılması çok kolay.

‫قرار صعب، القرار لك!‬

Zor karar, sizin kararınız!

الإقلاع عن التدخين صعب.

Sigarayı bırakmak zordur.

تعلم لغة أجنبية صعب.

Yabancı dil öğrenmek zordur.

كان ذلك صعب التصديق.

- İnanmak zordu.
- İnanması zordu.

هل التكلم الإنجليزية صعب؟

İngilizce konuşmak zor mu?

هذا الكتاب صعب الفهم

- Bu kitabın anlaşılması zordur.
- Bu kitabı anlamak zordur.

عند الشروع في مسعى صعب

gerçekten inandığımız bir amacı ilerleten

علاج هذا الشيء صعب للغاية.

tedavisi aşırı zor şeyler.

‫هذا قرار صعب، ولكنه قرارك.‬

Zor bir karar ama karar sizin.

‫هذا قرار صعب، ‬ ‫ولكنه قرارك.‬

Zor bir karar ama karar sizin.

‫والثلوج تصل إلى الخصر.‬ ‫موقف صعب.‬

Kar seviyesi bele kadar. Gerçekten çok tuhaf.

وبما أن جمع التبرعات صعب جدًا

Para toplamak çok zor olduğu için...

الامتحان كان جد صعب بنسبتي لي.

Görev benim için çok fazlaydı.

كتير صعب عليي فيق قبل الستة

Benim için altıdan önce kalkmak zor.

إنه صعب أن أتحدث ثلاث لغات

Üç dil konuşmak zordur.

‫هذا قرار صعب،‬ ‫لذا اجعله قراراً ذكياً.‬

Bu zor bir karar, bu yüzden akıllıca bir karar verin.

مهام صعب ، وفرض الانضباط والتدريب المنتظم ، مع الاهتمام

atarak, disiplin ve düzenli eğitimi uygulayarak, olağanüstü bir yönetici

- هذا سؤال صعب.
- ذلك سؤال صعبٌ الإجابة عليه.

O cevaplaması zor bir soru.

سوف توضع في موقف صعب جدًا "خذ أو أترك".

ister kabul et, ister etme gibi imkânsız bir duruma sokulursunuz.

بالطبع ، لا أقصد الجميع ، فهناك عائلات في وضع صعب للغاية.

tabi herkesi kastetmiyorum çok zor durumda olan aileler de var

- يصعب علي قراءة هذا الكتاب.
- بالنسبة لي، هذا الكتاب صعب القراءة.

Bu kitap benim okumam için zor.

ما جعله مشروعاً صعب التنفيذ في ظل حربٍ طويلةٍ انهكت العراق عقب

sonra Irak'ı yıpratan uzun bir savaşın ışığında uygulanmasını zor bir proje haline

على الرغم من اعترافه بأن المماليك يواجهون تحد صعب ضد الجيش المغولي الواسع

Memlüklerin,Moğolların büyük ordusu karşısında neredeyse imkansız şartlar altında olduğunu bildiği halde

‫لكن ذلك صعب بوجود جروين معها.‬ ‫يبدو أن الذكر الصغير مهتم أكثر باللعب.‬

Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.

‫في البداية، فإن نزول المياه أمر صعب.‬ ‫إنه أحد أكثر الأماكن خطرًا ورعبًا للسباحة‬ ‫على وجه الأرض.‬

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.