Translation of "معاً" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "معاً" in a sentence and their turkish translations:

ربما وضعها معاً...

belki bir araya koymaya.

لنضع الاثنان معاً،

İkisini birleştirin,

تتمازج معاً نوعاً ما

hepsi iç içe geçmiştir.

وترابطنا معاً كأمهات عاملات

Çalışan anneler olmamız ve

كثيراً ما نأكل معاً.

Çoğu zaman birlikte yemek yeriz.

هل تأتي المشاعر الثمانية معاً؟

Hepsini aynı anda mı?

تتصادم معاً لتصدر هذا الصوت.

saniyede 2000 kere titreşiyorlar.

" تعال لنعمل معاً لأننا 996."

"Gelin bizim için çalışın çünkü bizler 9-9-6 'yız."

والعمل معاً من أجل السلام

ve barış için birlikte çalışarak

وكنّا نفعل كلّ شيء معاً.

Ve her zaman, her yerde birlikteydik.

‫إياً كان قرارك، سننفذه معاً.‬

Neye karar verirseniz birlikte onu yapacağız.

لقد تخرجا معاً من جوليارد،

Juilliard'tan birlikte mezun olduktan sonra

بدلاً من ربط العوالم، العالَمين معاً،

İki dünya arasında köprü olmak yerine

معاً لدينا القوة لكسر هذه السلسلة

Birlikte start-up finansmanındaki

معاً، يمكننا إنهاء الحبس بأعداد كبيرة.

birlikte bu toplu hapsedilmeyi sona erdirebiliriz.

لمَ لا نأكل طعام الغداء معاً؟

Niçin birlikte öğle yemeği yemiyoruz?

يقولون، "كلنا سنركض إلى النافورة معاً، كالبن،

diyorlar ki "Hep birlikte çeşmeye kadar koşacağız Kalben,

‫اتخذ قرارات حكيمة،‬ ‫وسنخرج من هنا معاً.‬

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

إذا اردت أن ترقُص, هيا نرقص معاً.

Dans etmek istersen, birlikte dans edelim.

معاً بجانب التباعد الاجتماعى و غسيل اليدين

daha geniş bir dizi koruyucu önlemlerin parçası olmasıdır.

عملنا معاً لمدة أربع سنوات، وتخرجوا على يدي.

Dört yıl boyunca beraber geçirdiğim, mezun ettiğim bir sınıf.

وفجأةً أصبح هو وبدلته معاً، أصبحا شيئاً مختلفاً .

kostümüyle birlikte bambaşka bir şeye dönüşmesine benziyordu.

عند التطبيق معاً، هم لا يقومون بحمايتك بالكامل،

Birlikte kulanım, sizi tamamen korumaz,

- هذان منزلان معاً، صحيح؟ - منزل مزدوج، نعم. منزل مزدوج، بأرضيّة واحدة والجزء العلوي.

-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.

ذات يوم، أحصى "إنياتو" الأيام، وأدرك أنّنا عشنا نحن الـ3 معاً فترة أطول ممّا عشنا مع زوجاتنا.

Ñato hesaplamış, üçümüz birlikte, kadınlarımızla geçirdiğimizden daha çok vakit geçirmişiz.