Translation of "فصل" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "فصل" in a sentence and their turkish translations:

ذكر فصل العائلات

sözü geçen aileler sınıf ayrılıkları

أين فصل توم؟

Tom'un sınıfı nerede?

الشتي، اكتر فصل بحبه

Kış benim gözde mevsimimdir.

- انتهى الصيف.
- ولى فصل الصيف.

Yaz sona erdi.

أي فصل من السنة تفضل؟

Yılın en sevdiğin mevsimi nedir?

يوجد فصل واحد تخرج على يدي.

Benim mezun ettiğim bir tane sınıf var.

في فصل الخريف تصبح الأوراق بنية

Sonbaharda yapraklar kahverengiye döner.

والبقاء على قيد الحياة في فصل الشتاء.

ve kışın hayatta kalır.

أي فصل من فصول السنة تحب أكثر؟

En çok hangi mevsimi seversin?

سيأتي صديقي جورج إلى اليابان في فصل الرّبيع.

Arkadaşım George ilkbaharda Japonya'ya gidiyor.

ولا زلت أستطيع فصل مقدمة العودين بزاوية 30 درجة.

ve çubukların ön uçlarını 30 derecelik bir açıyla ayırabiliyorum.

الجو حار جداً في جنوب اسبانيا في فصل الصيف.

Yazın güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

قضى حنبعل فصل الشتاء في قرطاج الجديدة، مستعدا للحملة القادمة

Hannibal Yeni Kartaca'da kışı geçirdi ve gelecek seferinin hazırlıklarını yaptı.

إذا كان هناك في العالم فصل في المرحلة الإبتدائية يستطيع تقديم

O sınıfın kısa süre içerisinde yaptıklarını yapabilecek,

وكما وعد، فصل غنويس الحاميات للدفاع عن حلفائه خلال الأشهر المقبلة

Ve söz verdiği gibi, Gnaeus müttefiklerini gelecek aylarda savunması için garnizonlar görevlendiriyor.

ومما يزيد الطين بلة، هو انقلاب الطقس مع حلول فصل الشتاء

Bu da yetmezmiş gibi , mevsim yakında değişecekti ve kış erken gelmişti.

إما أن يتم فصل الرجل من شركته بقرار من مجلس الإدارة.

Ya adam kendi şirketinden yönetim kurulu kararıyla kovuluyor

بعد ترميم بوربون الثاني ، تم فصل سوشيت وتقاعد في منزله الريفي

1826'da öldüğü ülkesindeki malikanesine emekliye ayrıldı . Aragon'da hala

أن فصل الشتاء بقايا الجيش الصربي الفرار من الجبال الألبانية. هم

O kış, Sırp Ordusu'nun kalıntıları Arnavut dağlarından kaçmak. Onların

على الجبهة الشرقية، الألمانية المشير فون هيندينبيرغ تشن هجوما في فصل الشتاء،

Doğu Cephesinde, Alman Saha Mareşal von Hindenburg bir Kış Saldırısı başlattı,

لقد انقلبت حياة فاضل رأسا على عقب ذات يوم في فصل الخريف.

Fadıl'ın hayatı bir sonbahar günü tersine döndü.

‫إنها نهاية فصل حار وجاف طويل.‬ ‫تربو درجات الحرارة نهارًا عن 40 مئوية.‬

Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.