Examples of using "قيد" in a sentence and their turkish translations:
- O hayatta!
- O yaşıyor!
- O canlı!
Onu canlı bulduk.
Eğer hayattaysanız
hayatta kalabiliriz
Hayatta kalma arzusu kamçılandığında
hayatta kalmanın tek yolu
Kocamın yaşlı teyzesi diri diri yandı.
Sizin yaşam destek sisteminiz
şanslıysa ve yanındaysa ve hayattaysa
ve kışın hayatta kalır.
bağlılık sözü almanın iyi bir fikir olacağını düşünüyor .
Erkek kardeşlerin her ikisi de hâlâ hayatta.
hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,
kadınlar ve kızlar müthiş bir çözüm ihtimali.
Bu canlı ışık olgusunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz.
bugüne kadar ayakta kalmasını o bakımlar sağladı
bu film de hala izlendiğine göre
ve avlanarak hayatta kalmaya çalışıyoruz
Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.
yaşama isteğime büyük bir darbe vurmuştu.
parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.
Hayvanın diri diri boynuzunu sökmek,
Hapiste olmak büyük bir yalnızlık çekmek demekti. Hayatta kalmak için
ama bu film hala daha izlendiğine göre
tabi biz bide bu durumda hayatta isek
her halde dünya da canlı kalmazdı.
Havasız hiçbir şey yaşayamazdı.
Bugün ise sağ kalan altı türü var ve iki gruba ayrılıyorlar.
uzun yıllar hayatta kalmayı başaran bir nörolog ve psikiyatrist.
98 yolcudan ancak 3'ü hayatta kaldı.
Sadece şiddetli felç geçiren insanları hayatta tutmakta daha iyi olduk.
hayatta kalma becerileri öğreteceğimi bilmiyordum.
Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.
Kancha Sherpa, bugün o ilk tırmanış ekibinden hayatta olan tek kişi.
olduğu için birçok hayvan da onları özlüyor
- Ölü Deniz yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
- Lut Gölü yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.
Sami hayatta kalmak için yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.
Bataklıktan hayatta kalan son filinin sırtında çıkıyor, büyük ihtimalle "Cesur Suriyeli"
Hayatta kalma yollarından biri, gereksiz riskler alınmayacak zamanı bilmektir.
Ardından gelen göğüs göğüse savaşta onlara yer verilmedi, Osmanlı generallerinden biri birçok personel
orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.
Eğer emniyet kemeri olmasaydı şu an hayatta olmazdım.